Adı Ayşe

 

Onun senin gibi bir evi  yoktu.
Kendine ait bir odası hiç olmadı.                         Ne tableti vardı ne cep telefonu,
Anıları paylaşacak. 
Süslü elbiseler giyinemedi.
Senin gibi özel araba ile kapıdan alınmıyordu.
Elinde  annesinin örme çantası,     Ayağında markasız ayakkabısı,
Elbisesi ıslak, 
Elleri buz tutmuş,  
 Günlerini saydı,       
        Alacağı iftihar dolu karnenin.  
Sen kantinde yemek yerken, 
Onun çantasında vardı kuru ekmeği, 
Yine de severek gidiyordu okula,            
      Çünkü hayalleri vardı güzel yarınlara,
Zenginlik nedir hayal bile edemeyen, 
Oyuncaksız bez bebekleri ile büyüyen,                Dünya ışıklı, alaca bulaca, 
İçinden hep özendi öbür çocuklara,            Bazen dalıyordu ya çok uzaklara....
O zaman annesinin onu babasız büyütüğü,           
Geliyordu aklına...
     Annesinin sözleri kulaklarında çınlıyordu,
Oku, ezilme benim gibi,
Ben okuyamadım,  
  Bari sen oku,    

 

    Faydalı ol bu vatana."derdi 
Biricik Ayşesi'ne. 

 

Annesi de  yememiş, içmemiş ona yedirmiş.
O, okuyup bir yerlere gelsin istemiş.
Onuru ile hep çalışmış,       
      Evladına kol kanat olmuş.
 iyi bir insan olsun diye... 
Bir gün annesi iyi hissetmemiş,                        Amansız bir hastalığa yakalanmış,   
         Yorgun bedeni dayanamamış, Nihayet yenik düşmüş. 
Ayşe'nin dünyası başına yıkılmış, 
Üzüntüsünün içinde kaybolmuş.
Onu hayat bir kez daha yıkmaya  hazırmış...
 Yine de  Ayşe aç yattığı gecelere inat ayakta kalmış,
Şimdi daha güçlü olmalıymış.
Yüreği param parça olmuş,   
İçinden bir ses ona "ayakta dik dur eğilme" demiş.
Halen böyle  yaşayan
Ayşelerimiz vardır heralde...
Görmezden geldiğimiz.

11.12.2020
~Gülay Özdemir ~