
Ve sen, ki hayalin
Gerçekte hâlâ gerçekleşmedi…
Yalnızca bir sükûnet anında kalan
Sessizlik kalıntıları var elinde.
Sözün ölümüne sesleniyor
Sözün hayatın kendisinden başka bir şey olmadı
Bir milletin elindeki tesbih taneleri gibi dizilmiş,
Ki onun üzerine korku iniyor…
Musibetler gelip çattığında
Kurtuluşu bekliyor.
Harflerinin oluşumundaki gerçeğin
Şehrin alnına düşüyor
Her yeşil noktanın arasında
Bir zeytin ağacı var
Ve şehidin şölenine binlerce şahit.
Gözyaşını unutarak hayal etmeye karar verdiğinde,
Duvarın üzerine,
Bir günün acımasızlığı
“Celile” şehirleri üzerinde dolaşıyor.
Ve o aynı şarkın
Bir yabancının yatağında uyuyor, bekleyişte,
Kuşatmanın biçimlerine tanıklık ediyor
Denizlere övgüler arasında
Katliamlar ve yıkım arasında
Köprülerin yıkılması…
Sen topraktın… yazının ahdi
Senden çıkan bir şiir top gibidir
Koynunda metanetin tükürüğünü tutan bir mermi
Huzur, bir gül ve uyanan bir rüya.
Kaderin, hayal etmiş olmandır.
Hayaline lâyık olansın, genç adam.

Yorum Yazın