Kimi şehirler vardır, göçle terk edilir ama gönülden hiç çıkmaz. Kimi insanlar vardır, doğduğu toprağı yüreğinde taşır; her sofrada, her tebessümde, her yardımlaşmada o toprağın kokusu siner sözcüklerine… İşte Kas-Der Kadıköy Şubesi, o yüreğiyle toprağını taşıyan insanların buluşma noktasıdır.

Kadıköy’ün göğsünde bir çınar gibi yükseliyor bu dernek. Gölgesinde hem geçmişin serinliği, hem geleceğin ümidi var. Burası yalnızca Kastamonuluların değil, memleket özlemiyle yoğrulmuş her kalbin barınağı. Derneğin kapısından içeri girdiğinizde, bir türkü uğuldar kulağınıza: "Yar demedin, de gitti... Kastamonu'dan geçti..."
Başkan Betül Uğur anlatıyor:
“Biz burada sadece toplanmıyoruz. Paylaşıyoruz. Umudu büyütüyoruz. Üniversiteli gençlerimize burs veriyor, çocuklarımızı sevindiriyor, Ramazan’da iftar sofraları kuruyoruz. Yılbaşında çocuk yuvalarına hediyeler taşıyoruz, yaşlılarımızı hatırlıyoruz. Çünkü biz inanırız ki; insan ancak hatırlandığında yaşar.”
Bu sözlerin ardından, aidiyet bir anda gözle görünür hale geliyor. Dernek, yalnızca hemşehriliği yaşatmakla kalmıyor; Kastamonu’nun içli türkülerini, cefakâr karakterini ve vefakâr duruşunu İstanbul’un kalbinde, Kadıköy’ün sokaklarına serpiştiriyor.
Canan Yazgan, derneğe eğitimci yüreğiyle can veriyor:
“Ben Kastamonulu değilim ama kırk yıllık eşimden öğrendiğim dostlukla, artık ben de bu ailedenim. Hemşehrilik burada bir soyadı değil; bir yoldaşlık biçimi.”
Ve derneğin gönül işçilerinden Murat Soner içten bir ifadeyle ekliyor:
“Kas-Der bizim kökümüz… Burada hem geçmişe bakıyoruz, hem yarına. Biz dayanışmayı yalnızca yardım değil, bir yaşama biçimi olarak görüyoruz.”
Kastamonu denilince sadece bir şehir değil; bir tutum, bir dirayet, bir insanlık hali beliriyor gözünüzde. Kadıköy’deki bu küçük ama yüce gönüllü dernek, o kadim memleketin taşını, toprağını, ağacını, yağmurunu ve türküsünü İstanbul’un kalbine taşıyor. Her etkinlik, bir hatırlayış… Her ziyaret, bir dua gibi…

Kas-Der Kadıköy Şubesi, şehirlerin unutturduğu aidiyet duygusunu yeniden inşa ediyor. Hemşehriliği yalnızca soyla değil, sevdayla tarif ediyor. Ve bu sevdayı paylaşmak isteyen herkese kapılarını ardına kadar açıyor.

Yorum Yazın