
Doğu Anadolu’nun halk kültürü ve sözlü edebiyat geleneği, yeni bir romanla edebiyat dünyasına taşınıyor. Lise mezunu, uzun yıllar çobanlık yapmış bir yurttaşımız olan Selahattin Fidan, ilk romanı Zelal ile yöresinin yaşanmış bir olayını Diyarbakır’ın Ergani ilçesinden aldığı ilhamla anlatıyor.
Roman, Bingöl’de bir konser sahnesinde başlıyor. Mezopotamya’nın kadim ezgilerinden beslenen Baran’ın sesiyle büyülenen Zelal’in hikâyesi, yöresel şiveyle ve destansı bir dille okura aktarılıyor. Fidan’ın romanı yalnızca bir aşk hikâyesi değil; aynı zamanda dengbej geleneğinin, halkın ortak hafızasının ve yerel edebiyatın güçlü bir yansıması.

Yazar Selahattin Fidan, kitabına verdiği değeri “altın”la özdeşleştirerek somut bir şekilde ifade etmiş. Zelal’i kuyumcu vitrinine koyarak tanıtım fotoğrafları çeken Fidan, bu romanı hayatının en değerli eseri olarak görüyor. Onun için bu kitap, yalnızca bir yazarlık başarısı değil; aynı zamanda yöresinin sesini, kültürünü ve hikâyesini gelecek kuşaklara taşımanın da gururu.
Doğu Anadolu’nun edebiyatımıza sunduğu katkı, Fidan’ın romanıyla bir kez daha görünür hale geliyor. Çobanlıktan yazarlığa uzanan bu yolculuk, edebiyatın yalnızca akademik çevrelerin değil, halkın kalbinden doğan bir üretim biçimi olduğunu gösteriyor. Zelal, edebiyatımızın vitrinine yerel bir cevher olarak giriyor.

Yorum Yazın