Hatay'da Alevilerin Ramazan'ı, geleneklerle ve bereketle dolu bir ritüele dönüşüyor. Bu coşkulu ve anlamlı etkinlikler, sadece inançlarına dair bir ifade değil, aynı zamanda Hatay'ın zengin kültürel mirasının bir parçası olarak da önem taşıyor. Süleyman Demirel'in de dediği gibi, kazanlar kaynadıkça Hatay'da bir şeyler olur, çünkü bu coğrafyanın ruhu, dayanışma ve bereketle besleniyor.
Hatay'da Ramazan'ın ilk günü, alevi toplumunun özel bir günü olarak yaşanıyor. Dün kesilen danalar, kazanların altında yakılan ateş, akşam iftarında insanlara dağıtılacak aşure çorbası... Tüm bunlar, inançlarının ve birliklerinin sembolü haline geliyor. Bugünün bereketi, insanların arasında adil bir şekilde dağıtılıyor, oruçları bereketli açılsın diye dua ediliyor.
Alevi toplumu, oruçlarını kurbanlarla, aşurelerle, kazanlarla, namazlarla ve dualarla başlatır. Aynı şekilde, Ramazan ayının bitimini de kurbanlarla, aşurelerle, namazlarla ve dualarla sonlandırır. Bayram sabahı namazı ise ayrı bir öneme sahiptir. Alevilerin aşuresi tatlı şeklinde değil, bol etli ve buğdaylı olarak hazırlanır, zira bu da onların özel bir geleneğidir.
Hatay'da yaşanan bu özel ritüeller, aslında inançların derinliğinden çok daha fazlasını anlatıyor. Bu, bir arada olmanın, dayanışmanın, bereketin ve saygının bir ifadesidir. Kazanlar kaynarken, Hatay'da birlik ve beraberlik içinde nice güzel günlerin, nice bereketli Ramazanların yaşanacağının müjdecisidir.