• Hülya
    • Hülya
      İstanbul’da sıradan bir hastane günü, Hülya’nın cüzdanından çıkan sessiz bir yardım eliyle unutulmaz bir insanlık hikâyesine dönüştü. Doğuma minibüsle gitmek zorunda kalan bir çiftin çaresizliğine sessizce dokunan Hülya, bir buçuk yıl sonra kapısına gelen bir mektupla hem duygulandı hem de insanlığın hâlâ yaşadığını hatırladı.
      23.08.2025 - 10:46 | Son Güncelleme:23.08.2025 - 10:46
      Rabia Saylam Taşdemir

      Hülya

      Yan komşumuz Hülya, varla yok arasında bir hayat sürüyordu. Eşi ve üç çocuğuyla kurduğu yuva, gözlerindeki ışıltıdan anlaşılacak kadar mutluydu. Zengin değildi ama kendine yetecek bir geliri vardı; sade, huzurlu bir yaşam.

      O sabah hastaneye gitmek üzere evden ayrıldı. Minibüsten indiğinde, karşısına çıkan hamile bir kadınla göz göze geldi. Kadının üstü başı perişandı, acılar içinde kıvranıyordu. Hülya’nın içinde bir sızı belirdi; tanımadığı bu kadının hali onu derinden etkiledi.

      Zihni geçmişe doğru kaydı, duygular arasında gidip gelirken hamile kadın çoktan polikliniğin önüne varmıştı. Hülya da muayene, tahlil gibi işlemlerini tamamladıktan sonra özel bir hastaneye sevk edildi. Minibüs beklerken yine aynı kadınla karşılaştı. Bu kez yanında eşi de vardı. Adamın kıyafetleri yırtık, yüzü endişeliydi. Hülya, “Belki evden apar topar çıkmışlardır,” diye düşündü. Ama adamın gözleri hesap yapıyordu; korku ve çaresizlik içindeydi.

      Kadının eşi, “Orası özel hastane… Ya çok para isterlerse? Ya muayeneye giremezsek? Senin durumun ortada. Gidip para bulmam lazım. Olmadı, tefeciden isterim,” diyordu. Hülya bu konuşmaları sessizce dinledi. Cüzdanında, zor günler için ayırdığı bir miktar para vardı. Hiç tereddüt etmeden, kendine sadece minibüs parası ayırıp kalanını kadının eline sıkıştırdı. Minibüs geldi, hepsi aynı durakta indi ve özel hastaneye doğru yürüdüler. Hülya onları bir daha hiç görmedi.

      Aradan uzun zaman geçti. Bir gün kapı çaldı. Kargo görevlisi özenle hazırlanmış bir paket teslim etti. Hülya merakla açtı. İçinde bir mektup ve birkaç parça hediye vardı. Mektubu okumaya başladı:

      “Ben Hülya. Hani bir buçuk yıl önce minibüste karşılaşmıştık. Doğum için hastaneye gidiyordum. Siz bana, belki bugün için az ama o gün için çok fazla olan bir miktarı sessizce verdiniz. Gözlerinizde, ‘Neden doğuma minibüsle gidiyor? Neden özel araç ya da taksi çağırmadı?’ gibi sorular vardı. Ben bunu fark ettim. O gün verdiğiniz para iki kişinin hayatını kurtardı. Hastane masraflarını onunla karşıladık. Size ulaşmak zor oldu ama sonunda bulabildik. Umarım bu hediyeler bir sıkıntınıza destek olur.”

      Hülya şaşkındı. İsimleri bile aynıydı. Kutuyu açtığında, bir yıl önce verdiği paranın iki katı içindeydi. Gözyaşlarına engel olamadı. Kızının okul masrafları bir anda karşısına çıkmıştı. Ellerini açtı, dua etti:

      “Allah’ım, sen ne güzel bir yaratıcısın.”

      EDEBİYAT MAGAZİN GAZETESİ
      EDEBİYAT MAGAZİN GAZETESİ

      Yorum Yazın

      Yorum yazarak topluluk kurallarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Edebiyat Magazin hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.