Bir cafede oturmuş, kahvemin tadını çıkarırken zamanın usulca akıp gitmesine izin veriyordum. Güneşin usulca çekildiği Üsküdar’ın o tarihi sokaklarından birindeydim; insanlar gelip geçiyor, hayat çoktan hızla akmaya devam ediyordu. Derken, bir tesadüfün öylesine derin bir sohbetin kapısını açacağından haberim yoktu. O anı, zihnimde bir edebi eser gibi özenle saklamak istedim.
Yan masama oturan birisi dikkatimi çekti. Yüzüne yansıyan dinginlik, elindeki kitap ve omuzundaki yorgun çanta ile tam anlamıyla bir yazar portresi çiziyordu. O kişi, meğerse Erkal Anlatıcı' ydı. Edebiyatın bir çekim kuvveti olduğunu o an anladım, çünkü ikimizde kendiliğinden doğan bir sohbet başladı. İki yazar, iki kelime şairi, edebiyatın ortasında buluşmuştu.
Erkal Anlatıcı, elindeki çayı usulca yudumlarken İzmir’den geldiğini, bir süreliğine şehrin kalabalığı ve karmaşasında kendi sakinliğini bulmaya çalıştığını anlattı. "Kalabalıkların içinde bir yanlızlık vardır," dedi. "Bu yanlızlık bana iyi geliyor; insanları seyretmek, bir hikâyenin köklerini arar gibi bu sokaklarda dolaşıyorum." Sözleri, kalemiyle yaşamı kucaklayan bir yazarın, hayata dair özenle biriktirdiği düşüncelerin yansıması gibiydi.
Son kitabı Kendi Kendime Konuştuklarım'ın yankılarından bahsettik. İnsanın kendiyle yapmaktan korktuğu o samimi konuşmaların, kitabında ana tema olduğunu ve okuyucuların kalbine dokunabildiği için mutlu olduğunu dile getirdi. Ancak sohbetin en can alıcı noktalarından biri, yeni kitabı hakkında konuştuğumuz anlardı. "İkinci kitabımın çalışmaları artık bitmek üzere," dediğinde gözlerinde bir parıltı belirdi. Yeni eserinde yine yanlızlığın, zamana ve hayata karşı bireysel duruşun izini süreceğini anlattı.
Erkal Anlatıcı’nın şu sözleri hala zihnimde yankılanıyor: "Yazmak, insanı kendi derinlikleriyle tanıştıran bir yolculuk. Bu yolda kendine sadık kalmak en zor ama en değerli şey." Bu sözleriyle bana, edebiyatın yalnızca bir anlatım aracı olmadığını, aynı zamanda bireyin kendiyle kurduğu en derin bağ olduğunu bir kez daha hatırlattı.
Tesadüf diye başlayan bu karşılaşma, aslında edebiyatın o gizemli çekim kuvvetinin bir sonucuydu. O cafede, bir anıya dönüşen o buluşma, sadece iki yazarın sohbeti değil; edebiyatın şehirlerin, insanların ve zamanın ötesine geçen birleştirici gücünün bir kanıtıydı. Üsküdar’ın tarih kokan sokakları, kahvelerimizin türbülansız sessizliği ve edebiyatın büyüsüyle o an, hem Erkal Anlatıcı hem de benim için unutulmaz bir hatıra oldu
Takım | O | A | P |
O | A | P | |
1.GALATASARAY A.Ş. | 36 | 91 | 95 |
2.FENERBAHÇE A.Ş. | 36 | 90 | 84 |
3.REEDER SAMSUNSPOR | 36 | 55 | 64 |
4.BEŞİKTAŞ A.Ş. | 36 | 59 | 62 |
5.RAMS BAŞAKŞEHİR FUTBOL KULÜBÜ | 36 | 60 | 54 |
6.EYÜPSPOR | 36 | 52 | 53 |
7.TRABZONSPOR A.Ş. | 36 | 58 | 51 |
8.GÖZTEPE A.Ş. | 36 | 59 | 50 |
9.ÇAYKUR RİZESPOR A.Ş. | 36 | 52 | 49 |
10.KASIMPAŞA A.Ş. | 36 | 62 | 47 |
11.TÜMOSAN KONYASPOR | 36 | 45 | 46 |
12.CORENDON ALANYASPOR | 36 | 43 | 45 |
13.BELLONA KAYSERİSPOR | 36 | 45 | 45 |
14.GAZİANTEP FUTBOL KULÜBÜ A.Ş. | 36 | 45 | 45 |
15.ONVO ANTALYASPOR | 36 | 37 | 44 |
16.SİPAY BODRUM FK | 36 | 26 | 37 |
17.NET GLOBAL SİVASSPOR | 36 | 44 | 35 |
18.ATAKAŞ HATAYSPOR | 36 | 47 | 26 |
19.ADANA DEMİRSPOR A.Ş. | 36 | 34 | 2 |
Yorum Yazın