Yorumlar
Selda
Hayatta sözleriyle farkındalık yaratan bir yazar emeğinize sağlık sayfamdaki her paylaşımım onun kıymetli sözleridir
Bazı yazarlar vardır, yazmazlar… Kazırlar. İnsanın içine, vicdanına, karanlığına ve aydınlığına kazırlar. Fyodor Mihayloviç Dostoyevski de böyle bir yazardır. Onun kelimeleri ne sadece sayfalara, ne de sadece kütüphanelere sığar; onun cümleleri insanın iç dünyasına, ruhunun en derin odalarına yerleşir.
1821 yılında Moskova’da dünyaya gelen Dostoyevski, yalnızca bir yazar değil, aynı zamanda insan ruhunun en karanlık koridorlarında meşale tutan bir düşünce işçisidir. Hayatı; yoksulluk, hastalık, sürgün ve idama mahkûm edilip son anda affedilmek gibi büyük trajedilerle yoğrulmuştur. Onun romanlarındaki derin acılar, çelişkiler ve sorgulamalar işte bu yaşanmışlıkların izlerini taşır.
Dostoyevski, psikolojik gerçekçiliğin öncüsüdür. Karakterleri ruhsal çözümlemelerle işleyen, onları yalnızca olayların değil, iç hesaplaşmaların da kahramanları yapan ilk yazarlardandır. Romanlarında “iyi” ve “kötü” kavramlarını ayırmaz; bunları bir terazinin iki kefesi gibi tartar. Suç ve Ceza’da Raskolnikov, Karamazov Kardeşler’de Ivan ve Alyoşa, Budala’da Prens Mişkin… Her biri Dostoyevski’nin vicdan ve inanç üzerinden insanı çözümlediği felsefi portrelerdir.
Onun dili yoğun, derinlikli ve yer yer sarsıcıdır. Basit bir olaydan yola çıkarak insanın varoluşsal sancılarını anlatır. Yazarken sadece aklı değil, ruhu da kullanır. Romanları birer edebi laboratuvardır; her karakter bir deneydir, her diyalog bir iç hesaplaşmadır.
Dostoyevski, sadece Rus edebiyatına değil, dünya edebiyatına yön vermiş bir isimdir. Nietzsche, Freud, Kafka, Camus gibi düşünür ve yazarlar üzerinde büyük etkisi olmuştur. Hatta Freud, onu “psikanalizin edebi öncüsü” olarak görür. Varoluşçuluğun temel taşları Dostoyevski’nin metinlerinde döşenmiştir.
Dünya klasiklerinin içinde onun eserleri adeta ayrı bir raftadır. O rafta yalnızca hikâyeler değil, insanlığın yüzyıllardır çözmeye çalıştığı ahlaki sorular, inanç çatışmaları ve vicdan sancıları durur.
Az bilinen bir yönü, Dostoyevski'nin kumar bağımlılığıdır. Bu bağımlılığı, hem özel hayatını hem de edebiyatını derinden etkilemiştir. Kumar tutkusu yüzünden ailesiyle zor zamanlar geçirmiş, borç batağına saplanmış ama yine de yazmaktan vazgeçmemiştir. “Kumarbaz” romanı bu hastalığın hem itirafı hem de edebi izdüşümüdür.
Ayrıca Dostoyevski, epilepsi hastasıydı. Nöbetlerden sonra gelen o büyük yorgunluk ve metafizik farkındalık, eserlerine mistik bir derinlik katmıştır. “Budala” romanındaki Prens Mişkin karakteri bu hastalığın yazarın hayatındaki izdüşümüdür.
Fyodor Dostoyevski, edebiyatta bir iz bırakmadı; adeta bir yarık açtı. Bu yarığın içinden geçen her okur, biraz değişerek, biraz sarsılarak çıkar. Çünkü onun romanları okunmaz, yaşanır. Sayfaları çevirdikçe kendi içimize eğiliriz, yüzleşiriz, sorgularız.
Dostoyevski, “İnsanın içinde bir cehennem vardır ve bu cehennem kendi vicdanıdır” der. Onun edebiyatı işte bu cehennemin dilini konuşur.
Ve bu yüzden, Dostoyevski yalnızca bir yazar değil; edebiyatın vicdanıdır.
Takım | O | A | P |
O | A | P | |
1.GALATASARAY A.Ş. | 36 | 91 | 95 |
2.FENERBAHÇE A.Ş. | 36 | 90 | 84 |
3.REEDER SAMSUNSPOR | 36 | 55 | 64 |
4.BEŞİKTAŞ A.Ş. | 36 | 59 | 62 |
5.RAMS BAŞAKŞEHİR FUTBOL KULÜBÜ | 36 | 60 | 54 |
6.EYÜPSPOR | 36 | 52 | 53 |
7.TRABZONSPOR A.Ş. | 36 | 58 | 51 |
8.GÖZTEPE A.Ş. | 36 | 59 | 50 |
9.ÇAYKUR RİZESPOR A.Ş. | 36 | 52 | 49 |
10.KASIMPAŞA A.Ş. | 36 | 62 | 47 |
11.TÜMOSAN KONYASPOR | 36 | 45 | 46 |
12.CORENDON ALANYASPOR | 36 | 43 | 45 |
13.BELLONA KAYSERİSPOR | 36 | 45 | 45 |
14.GAZİANTEP FUTBOL KULÜBÜ A.Ş. | 36 | 45 | 45 |
15.ONVO ANTALYASPOR | 36 | 37 | 44 |
16.SİPAY BODRUM FK | 36 | 26 | 37 |
17.NET GLOBAL SİVASSPOR | 36 | 44 | 35 |
18.ATAKAŞ HATAYSPOR | 36 | 47 | 26 |
19.ADANA DEMİRSPOR A.Ş. | 36 | 34 | 2 |
Yorum Yazın