Yıl 2247. İnsanlık galaksinin uzak köşelerine yayılmış, yeni dünyalar keşfetmişti. Ancak Dünya, hâlâ tam olarak anlaşılamayan sırlarla doluydu. Arkeolog Defne Köylüğü, Göbekli Tepe'nin binlerce yıllık kalıntıları arasında, modern teknolojinin tüm imkanlarını kullanarak çalışıyordu. İnsanlığın bilinen tarihini yeniden yazan bu tapınak, belki de daha büyük bir gerçeğin anahtarıydı.

Bir gece, Defne kazı alanında yalnızdı. Kamp ateşinin titrek ışığında, Şanlıurfa semalarının uçsuz bucaksız karanlığını izlerken, ani bir titreşim hissetti. Yüzlerce yıldır yerinden oynamayan T-şekilli devasa taşlardan biri hafifçe sarsılmaya başladı. Ardından, üzerinde daha önce kaydedilmemiş olan bir dizi sembol belirdi. Defne soluk almayı unuttu.

Elindeki kuantum tarayıcısını çalıştırdığında, cihaz olağan dışı şekilde sinyaller yaymaya başladı. Taşların derinliklerinden gelen titreşimler, insan yapımı olmayan bir frekansın varlığına işaret ediyordu. Burası bir tapınak değil, çok daha önemli bir şeydi: Bir iletişim cihazı.

O gece boyunca Defne, taşların altında gizli bir odanın varlığını fark etti. Ertesi gün kazı ekibiyle birlikte dikkatlice çalışarak odayı ortaya çıkardılar. Ortada duran kristal bir küre, oda aydınlatıldığında içinde galaksiler dönen minyatür bir evren gibi parıldıyordu. Defne elini uzattı.

Kristale dokunduğu anda düşüncelerinin arasına giren bir ses yankılandı:

"Biz, İlkler. Sizleri bekledik. Uyandırma vakti geldi."

Bir anda, tüm Göbekli Tepe sarsılmaya başladı. Taşlar havaya yükseldi ve gökyüzünde devasa bir portal belirdi. Aynı anda, NASA'dan ve dünya çapında bilim kuruluşlarından gelen uyarı mesajları peş peşe düştü. "İstanbul, Tokyo, Washington... Gökyüzünde belirlenemeyen anomaliler tespit edildi!"

Partaldan çıkanlar, ne insan ne de makineydi. Işıktan biçim almış siluetler, sessizce yere indi. İnsanlığa bir mesaj getirmişlerdi:

"Göbekli Tepe, evrenin çeşitli dünyalarını bağlayan ilk bağlantı noktasıdır. Fakat bu, bir sınavdır. Siz, bu gücün koruyucusu mu olacaksınız? Yoksa yok edicisi mi?"

Defne, kristal küreyi sıkıca kavradı. Dünya'nın ve belki de insanlığın geleceği onun ellerindeydi. Gökyüzündeki portal, sadece bir başlangıçtı...