2026 yılına gelindiğinde, Suriye hâlâ harabeydi. Savaşın izleri silinmemiş, acılar taptazeydi. Kuzeybatıyı yıllarca demir yumrukla yöneten HTŞ, ideolojik saflık adına binlerce insanı katletmişti. Aleviler, bu katliamların en büyük kurbanlarından biriydi; köyleri yakılmış, aileleri yok edilmiş, çocukları yetim bırakılmıştı. Ancak bu, bir son değil, bir başlangıçtı.
Şam’ın dışında, yeraltında gizli bir laboratuvarda, bilim insanları imkânsızı başarmaya çalışıyordu: insan bilincini geri getirmek. Projenin adı "Nur-u Zuhur"du – Alevi mistisizminden esinlenen bir isim. Nano-biyolojik yenilenme ve kuantum veri saklama teknolojisi üzerine kurulu bu proje, savaşta yitirilenleri sadece bedenen değil, ruhlarıyla da geri getirmeyi hedefliyordu. Bilim insanları, savaş alanlarında terk edilmiş cesetlerden DNA örnekleri ve beyin dalgalarının son izlerini topluyordu. Amaç, geçmişi diriltmekti.
Dr. Leyla Halabi, projenin lideriydi. O da bir Aleviydi ve ailesini HTŞ katliamlarında kaybetmişti. Yıllarca intikam ateşiyle yanmış, ancak sonunda başka bir yol seçmişti: “Onları geri getireceğim,” diyordu. “Bu sefer kimse bizi susturamayacak.”
12 Mart 2026
Laboratuvardaki biyo-kapsülün kapağı açıldığında, içinden bir genç çıktı. Adı Yazan’dı. 2025’te Lazkiye’de HTŞ tarafından infaz edilen bir Alevi gençti. Gözlerini açtı ve kısık bir sesle sordu:
— Neredeyim?
Leyla’nın sesi titriyordu:
— Evindesin. Yeniden doğdun.
Yazan’ın zihni eski anıları taşıyordu, ama bedeni değişmişti. Nano-teknolojiyle güçlendirilmiş, yok edilemez bir yapıya sahipti. Ve o yalnız değildi. Günler içinde, yüzlerce Alevi – babası, amcaları, komşuları – kapsüllerden uyanmaya başladı. Hepsi katliamların acılarını hatırlıyordu, ama içlerinde intikam yerine bir amaç vardı: adalet.
Haberler hızla yayıldı. HTŞ liderleri korkuya kapıldı. “Bu şeytan işi!” diye haykırdılar. Ama korkuları boşa değildi. Yeniden doğanlar artık sıradan insanlar değildi. Zihinleri birbirine kuantum ağıyla bağlıydı; tek bir düşünceyle iletişim kurabiliyor, anında strateji geliştirebiliyorlardı. Bedensel güçleri bir orduyu alt edebilecek kadar gelişmişti.
Adaletin Yürüyüşü
Suriye’nin kuzeybatısına doğru bir yürüyüş başladı. HTŞ’nin kaleleri birer birer düştü. Ama bu, kanlı bir intikam yürüyüşü değildi. Yeniden doğanlar, sadece Alevilere değil, savaşta ezilen herkese yeni bir dünya vaat ediyordu. Leyla’nın liderliğinde, katliam alanları yeşile döndü, teknolojiyle kurak topraklar yeniden canlandı.
HTŞ’nin son kalesi düştüğünde, Yazan’ın annesi gökyüzüne baktı. Yıllardır gözyaşlarıyla baktığı gökyüzü, şimdi yıldızlarla doluydu. Usulca fısıldadı:
— Biz ölmedik, sadece bekledik. Şimdi zaman bizim.
Bilim mistisizmi mi yenmişti, yoksa tam tersi mi olmuştu? Kimse emin değildi. Ama bir şey kesindi: Suriye’nin karanlık gecelerine yeniden ışık doğuyordu.
Takım | O | A | P |
O | A | P | |
1.GALATASARAY A.Ş. | 36 | 91 | 95 |
2.FENERBAHÇE A.Ş. | 36 | 90 | 84 |
3.REEDER SAMSUNSPOR | 36 | 55 | 64 |
4.BEŞİKTAŞ A.Ş. | 36 | 59 | 62 |
5.RAMS BAŞAKŞEHİR FUTBOL KULÜBÜ | 36 | 60 | 54 |
6.EYÜPSPOR | 36 | 52 | 53 |
7.TRABZONSPOR A.Ş. | 36 | 58 | 51 |
8.GÖZTEPE A.Ş. | 36 | 59 | 50 |
9.ÇAYKUR RİZESPOR A.Ş. | 36 | 52 | 49 |
10.KASIMPAŞA A.Ş. | 36 | 62 | 47 |
11.TÜMOSAN KONYASPOR | 36 | 45 | 46 |
12.CORENDON ALANYASPOR | 36 | 43 | 45 |
13.BELLONA KAYSERİSPOR | 36 | 45 | 45 |
14.GAZİANTEP FUTBOL KULÜBÜ A.Ş. | 36 | 45 | 45 |
15.ONVO ANTALYASPOR | 36 | 37 | 44 |
16.SİPAY BODRUM FK | 36 | 26 | 37 |
17.NET GLOBAL SİVASSPOR | 36 | 44 | 35 |
18.ATAKAŞ HATAYSPOR | 36 | 47 | 26 |
19.ADANA DEMİRSPOR A.Ş. | 36 | 34 | 2 |
Yorum Yazın