Bir toplumun vicdanı, düş gören aklı ve yazıya geçen suskunluğu üzerine...
Edebiyat Magazin – Haber Merkezi
Toplumlar aynaya baktıklarında yalnızca kendilerini değil, onları düşünenleri de görürler. O aynanın derinlerinde, gözlerini kalabalıkların gölgelerinden çekip hakikatin puslu kıyılarına çevirmiş bir siluet belirir: entellektüel.
Peki kimdir bu kişi? Düşünen biri mi sadece? Yoksa hayal kurmaktan vazgeçmemiş bir çocuk mu? Cevap, belki de ikisinden daha fazlası. Çünkü entelektüel, bir halkın susarak söylediklerini duyan, görünmeyeni görünür kılmak için kelimelerden evler inşa eden bir yolcudur.
Modern sosyoloji, entelektüeli çoğu kez bir tür "aydın sınıfı"na dâhil ederek konumlandırır. Ancak biz burada, akademik tanımların ötesine geçerek, entelektüelin toplumla kurduğu duyusal, kültürel ve tarihsel bağlara odaklanıyoruz. Entelektüel yalnızca bilen değil, bildiğiyle yükümlü olan kişidir. O, fikir üretir ama aynı zamanda bu fikirlerin toplumda yankılanması için yürek üretir.
Entelektüel çoğu zaman, kendi toplumunda "biraz fazla erken uyanmış" kişi olarak yaşar. İronik bir biçimde, ne tam içeridedir ne de tam dışarıda. Bu yönüyle Edward Said’in "sürgün ruhu" tanımı onun sosyolojik portresine ışık tutar. Toplumsal sistemin dışında konumlanarak eleştirme gücünü kazanır ama tam da bu yüzden kendisini ait hissedemez.
Bu yalnızlık, romantik bir melankoliden öte, bir görev bilincidir. Sorgulamak, yazmak, anlatmak ve hatta bazen susturulmayı göze almak onun kaderidir.
Entelektüel ve edebiyat, birbirini var eden iki kardeş gibidir. Romanlar, denemeler, şiirler; yalnızca sanat değil, bir çağın ruhunu kaydeden sosyolojik belgelerdir. Kemal Tahir, Oğuz Atay, Sezai Karakoç ve daha niceleri, entelektüelin düşünceyle toplum arasında kurduğu köprüyü edebiyatla güçlendirmiştir.
Onlar sayesinde halk, yalnızca yaşadığı dünyayı değil, yaşayabileceği dünyayı da görür. Hayal, işte tam burada bir sosyolojik araça dönüşür.
Zaman dijitalleşti, fikirler hızlandı. Ancak entelektüel hâlâ sessizliğin içinde bir mırıltı arar. Bugünün entelektüeli, Twitter'da birkaç satır, YouTube'da bir yorum ya da podcast’te yankılanan bir cümle olabilir. Ama yine de arayışı aynıdır: anlam.
Belki de artık entelektüellik, bir arayış halini diri tutma cesaretidir. Popüler kültürün gürültüsü içinde, kendi iç sesini duymaya çalışan bir yürek atışıdır.
Takım | O | A | P |
O | A | P | |
1.GALATASARAY A.Ş. | 36 | 91 | 95 |
2.FENERBAHÇE A.Ş. | 36 | 90 | 84 |
3.REEDER SAMSUNSPOR | 36 | 55 | 64 |
4.BEŞİKTAŞ A.Ş. | 36 | 59 | 62 |
5.RAMS BAŞAKŞEHİR FUTBOL KULÜBÜ | 36 | 60 | 54 |
6.EYÜPSPOR | 36 | 52 | 53 |
7.TRABZONSPOR A.Ş. | 36 | 58 | 51 |
8.GÖZTEPE A.Ş. | 36 | 59 | 50 |
9.ÇAYKUR RİZESPOR A.Ş. | 36 | 52 | 49 |
10.KASIMPAŞA A.Ş. | 36 | 62 | 47 |
11.TÜMOSAN KONYASPOR | 36 | 45 | 46 |
12.CORENDON ALANYASPOR | 36 | 43 | 45 |
13.BELLONA KAYSERİSPOR | 36 | 45 | 45 |
14.GAZİANTEP FUTBOL KULÜBÜ A.Ş. | 36 | 45 | 45 |
15.ONVO ANTALYASPOR | 36 | 37 | 44 |
16.SİPAY BODRUM FK | 36 | 26 | 37 |
17.NET GLOBAL SİVASSPOR | 36 | 44 | 35 |
18.ATAKAŞ HATAYSPOR | 36 | 47 | 26 |
19.ADANA DEMİRSPOR A.Ş. | 36 | 34 | 2 |
Yorum Yazın