Ana Sayfa
  • MENU
  • KÜLTÜR- SANAT
  • Edebiyatın İz Bırakanları
  • GÜNDEM
  • MAGAZİN
  • ŞİİR
  • ÖYKÜLER
  • RÖPORTAJ
  • Yazarlar
  • Foto Galeri
  • Web TV
  • Yazarlar
  • Nöbetçi Eczaneler
  • Firma Rehberi
  • Seri İlanlar
EDEBİYAT MAGAZİN GAZETESİ
KÜLTÜR- SANAT
Edebiyatın İz Bırakanları
GÜNDEM
MAGAZİN
ŞİİR
ÖYKÜLER
RÖPORTAJ
Yazarlar
    • KÖPEK KORKUSU
      • Makaleler
      • KÖPEK KORKUSU
      15 Temmuz 2024 12:05
      Son Güncelleme:15 Temmuz 2024 12:05
      ŞAİR BABA Dr. BARBAROS İRDELMEN
      Paylaş |

      KÖPEK KORKUSU

      BARBAROS İRDELMEN

       

      Köpekten çok korkardım. Çocukken anlatılan kuduz köpek hikâyeleri, gazete haberleri,

      kuduz iğnesi olan kişilerin olumsuz hikayeleri beynimde üniversite öğrencisiyken köpek korkusu olgusunu kuvvetle yerleştirmişti.

      Tıp fakültesi öğrencisiyken, köpek ısırma vakalarında ilk müdahaleden sonra Pasteur Enstitüsünden serum temin etmelerini, bulurlarsa Avrupa iğnenin daha etkili olacağını söylerdim.

      Yıllar geçti mezun oldum, mesleğe yurt dışında başladım. Bir gece nöbetinde hastaneye

      köpek ısırma vakası geldi. Köpek ısırıp kaçmış, karantina şansımız yoktu. İlk müdahalemi ve

      pansumanını yaptıktan sonra hemşireye; hastaya kuduz iğnesi de yapalım dedim. Hemşire aradı ilaç dolabını, bulamadı koştu gece hastanenin eczanesini açtı, buzdolabındaki aşı serum

      ilaç hepsine baktı, bulamadım doktor bey dedi, yok.

      Ben de hastayı eve gönderirken, sabah tekrar gelmesini, kuduz iğnesi yapılması gerektiğini söyledim.

      Ertesi gün kırk yataklı servisimde normal vizitemi yaparken cerrahi servisinin bölüm başkanından telefon geldi:

      - Dr. İrdelmen, lütfen gelir misiniz?

      Asistanlıkta ilk yılım, arayan ise yılların profesörü, aslında normal bir şey değil, bir profesör asistanı doğrudan aramaz, çok önemli bir durum olmalı, heyecanla merdivenlerden indim, cerrahi acile yöneldim. Aklımdan bir sürü karamsar düşünce film gibi hızla geçiyor. Profesörün kapısında bir an durdum, sonra cesaretimi toplayıp kapısını çaldım;

      -Hocam beni çağırdınız

      - Girin, dedi, Hoca.

      Gözlüklerinin arkasında kocaman olmuş gözleriyle belli ki son derece endişeli, bana bakarak;

      - Dr. İrdelmen, siz dün gece nöbetinizde bir hastada kuduz vakasından şüphelenmişsiniz?

      Konu anlaşıldı, rahatladım.

      - Hocam, aslında şüphelenmedim, ama hastayı köpek ısırmıştı, tedbir olarak bu gün için tekrar gelmesini ve kuduz iğnesi olması gerektiğini söyledim. Gece hemşire hanım iğneyi bulamadı, yapamadık.

      - Dr. İrdelmen dedi, hoca, endişeyle tekrar sordu  hastada kuduz belirtileri var mıydı?

      - Hayır hocam dedim, köpek hastanın bacağını ısırdıktan sonra kaçmış, hasta da on dakika

      içinde hastaneye gelmiş, ben gereken müdahaleyi yaptım. Kuduz ile ilgili hiçbir bulgu yoktu.

      Hoca da rahatladı, endişesi azaldı, normalleşmiş bakışıyla;

      - Doktor, dedi, 300 yıldır ülkemizde kuduz vakası yok, bu sebeple ne aşısı var ne de serumu.

      Gerçekten şüphelenmiş olsaydınız çok farklı bir durum olacaktı, tüm ulusu tehdit edecek,  endişelendirecek bir durum ortaya çıkabilirdi.

      Teşekkür etti, ben de teşekkür ettim, odadan çıktım. Odadan çıktım ama kuduzla ilgili düşüncelerim allak bullak olmuştu. Avrupa’da Kuduz aşısı serumu yokken, ülkemde yıllardır ve hala yaşanan paranoya neydi?

      İlerleyen yıllarda, köpeklerin, insanlardan daha titiz denetim altında olduklarını, kimlik ve aşı karnelerinin bulunduğunu hayretler içinde öğrendim. Bu olay 1975 yılında, yani kırk dokuz yıl önce başımdan geçti.

       

      Kirada oturduğumuz apartmanda kapı komşum bir fabrikada müdür. Hayvanları, özellikle köpekleri çok seviyor. Hafta sonları fabrikadan farklı köpek getiriyor, çeşitli köpekleri varmış. Köpekler cüsseli, bazıları benden daha iri. Bizim çocuklar o zaman daha küçükler en büyüğü okula yeni başlamış, eşim ben, köpekten hepimiz korkuyoruz.

      Eve geldim, sıcak bir gün, apartman girişine kalın zincirle bağlanmış aslana benzer bir hayvan boz kızıl arası bir renkte dili bir karış dışarıda salyaları akıyor, sakin mermere uzanmış. Ben diyeyim 90 kilo siz deyin 120 kilo yeleli cüsseli bir hayvan. Giremedim binaya, beni gördü, göz göze gelmekten korkuyorum kapıdan giremem, mümkün değil. Biraz yürüdüm, binayı geçerken komşum seslendi, arkamdan, binanın içindeymiş, apartmanın giriş kapısından çıktı, hayvanı görünce, kendisini fark etmemişim ayıp oldu ama,

      - Doktorum merhaba, görüşemiyoruz.

      Biraz rahatladım, neyse şimdi sahibi var arkamda, hayvan saldırır ısırmaya kalkarsa bir şeyler yapar artık diyorum içimden, gerçi zinciri filan kopartır bu hayvan, hem durum böyleyken nasıl sık görüşebiliriz ki…

      Döndüm,

      - Özkan Bey, merhaba dedim, hayvan sizin galiba, ne cins bir hayvan.

      - Köpek, dedi.

      - Bu nasıl köpek ben ilk kez böyle bir köpek görüyorum

      - Nadir bir cins, dedi, Mastif kırma

      - Eh iyi ya köpek madem

      - Çok iyidir, iyi huyludur tanıdıklarına, siz korktunuz galiba

      Korktuğum her halimden belli, gencim o zaman kovalamaya kalkarsa kaçıp üstüne çıkıp durabileceğim yakın bir yer veya tırmanabileceğim bir ağaç bakıyorum. Sesimi gayretle titretmemeye çalışıyorum, korktuğumu anlarsa yandım.

      - Gelin gelin dedi komşum, uzak durmayın gelin sizi tanıştırayım, yalnız sakın kaçmaya kalkışmayın, şansınız olmaz.

      Çattık, şimdi ne olacak.

      - Başka zaman tanışsam

      - Çekinmeyin gelin, sizi tanısın istiyorum, tanımadıklarına karşı çok serttir. Özkan Bey'le aslında yeni tanıştık, birkaç aydır hanımı çocuklarıyla merhabamız var, henüz birbirimize ziyaretimiz yok, huyunu suyunu bilmeden komşumun şimdi bir de bu tehlikeli köpekle tanışma durumu… Keşke eve daha mı geç gelsem, işten bundan sonra biraz geç mi çıksam, karışık düşünceler geçiyor kafamdan

      - İsmi ne?

      - Şah

      - İsmi cüssesiyle uyumluymuş

      Komşumla yan yana binanın önünde duruyoruz, normal bir tonda konuştuğumuz için Şah gerilmedi ama kalktı mermerden yanımıza doğru yavaş adımlarla gelmeye başladı Eyvahlar olsun ne yapacağım ben şimdi, doktor kaçtı mı dedirteyim bütün mahalleye. Yanımızda durdu, zinciri düşündüğümden uzunmuş, arka ayakları üzerinde yaylandı ani bir hareketle gövdesinin ön kısmını havaya kaldırarak ön ayaklarını Özkan Beyin göğsüne koydu, kafası ikimizin kafasından büyük, Özkan Bey 1;80 var benden uzun, Şah ondan da uzun, ağzı aralık dişleri bahçe çapasının sivri uçları kadar var, kolu da bacağı da yakaladığı yerden kopartır, kalbim daha da hızlandı, bana uzansa boynumdan yakalarsa galeta yer gibi kırar.

      - Uzatın elinizi, dedi komşum, koklasın sizi

      Ben mi elimi uzatacağım, kaçmaya yer arıyorum

      - Uzatın uzatın dedi, korkmayın

      İyi de, el kol benim, uzatım elimi Özkan Beyin omzuna doğru, bir hamlede yakalarsa yakalar, yakaladı mı, sonrası zaten gitti gider. Uzattı başını Şah yavaşça, o an ürkütmedi, sanırım anlamıştı ondan çok korktuğumu kokladı elimi, bana da bir cesaret geldi cici köpek uslu köpek dedim, okşadım başını.

      Komşumun göğsündeki ellerini kaldırdı yavaşça yere indi, belime geliyor Şah, bir itse devirir beni, ayaklarımı kokladı, tanıştık galiba, bana bir şey yapmayacak sanki

      Başını bacaklarımın arasına soktu, yine kokladı, bu ne şimdi, güzel güzel gidiyordu, eyvah takımlar da orada, döndü arkama burnu kıçımda, kokluyor, kıpırdayamadım

      Komşum;

      - Tanıştınız doktor bey, dedi, artık o sizin dostunuz, köpeğin dili kuyruğundadır, dik ve sağa sola oynuyorsa neşesi yerindedir oynamak ister, ama dedi, bir köpek kuyruğunu kısar ve hareket ettirmez ise işte o zaman korkmalısınız. Sonra Şah geldi sere serpe yattı önüme kuyruğu havada, sağa sola hareketli koca hayvan istiyor oyna oynasana benimle.

      Oynadım… En çok karnını kaşımamı sevdi. Ne büyük keyifmiş insanın kendinden büyük bir köpekle oynaması, aşık oluyor insan,

      - Özkan Bey, önümüzdeki hafta sonu Şah’ı yine getireceksiniz değil mi?

      Hafta sonunu bekleyemedim, hafta arası fabrikada ziyaret ettim, beni görünce nasıl zıplıyor

      sevinçten, Şah arkadaşım oldu benim.

      Özkan Bey, zaman içinde farklı köpeklerini de getirdi, Akbaş Karabaş Kangal, Buldog, St

      Barnard, Kurt vs vs

      Tanışma merasimi aynıydı, hepsiyle tanıştım çoğunda Özkan Bey yoktu. Sonuçta ben köpekten korkan adam, fanatiği oldum köpeğin, bahçeli eve taşınınca önce Demir Çelik Bilek, üç kurt köpeğim, sonraları zaman zaman sayıları onu geçti kangallarımın, köpek, can dostum oldu benim…

      EDEBİYAT MAGAZİN GAZETESİ

      Yorum Yazın

      Yazarın Diğer Yazıları

      • UMUDUN ŞARKISI

        17 Temmuz 2024
      • KÖPEK KORKUSU

        15 Temmuz 2024
      • HATIRLADIĞIM

        17 Haziran 2024
      • ŞAMPİYON GALATASARAY

        27 Mayıs 2024
      • AŞKI ANLAT

        14 Mayıs 2024
      • BAŞIBOŞ

        14 Mayıs 2024
      • İSİMSİZ ÇİÇEĞİM

        14 Mayıs 2024
      • İNANMAK ZOR

        14 Mayıs 2024
      • GENÇTİK

        14 Mayıs 2024
      • BAHAR SEVİNCİ

        03 Mayıs 2024
      • CEVAP

        23 Nisan 2024
      • YÖNETENLERİN KORKUSU

        20 Nisan 2024
      • AH ŞU DOKTORLAR

        04 Şubat 2024
      • KİM TAŞ ATTI TANKIMA

        04 Şubat 2024
      • AKRABA

        15 Ocak 2024
      • HANİ YOLLAR BENİMDİ

        10 Ocak 2024
      • GİTTİ GİDER

        19 Aralık 2023
      • HEY GİDİ GÜNLER

        07 Aralık 2023
      • ARKADAŞ

        07 Aralık 2023
      • ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN

        24 Kasım 2023
      • KÜÇÜK YÜREK

        21 Kasım 2023
      • DÜNYA VE İNSAN

        05 Kasım 2023
      • CUMHURİYETİMİZİN 100. YIL ŞARKISI

        28 Ekim 2023
      • 29 EKİM

        26 Ekim 2023
      • YOLCULUK

        19 Ekim 2023
      • DEĞİŞİYOR MEVSİMLER

        06 Ekim 2023
      • ŞÜKRAN DOKTORUMA

        14 Eylül 2023
      • KADIN

        14 Eylül 2023
      • NEDEN

        03 Eylül 2023
      • DUYUYOR MUSUN?

        24 Ağustos 2023
      • YOKSA

        23 Ağustos 2023
      • HANGİ HOCALAR

        19 Ağustos 2023
      • ZAVALLI

        07 Ağustos 2023
      • GÜZEL İNSANDI, KAYBETTİK

        04 Ağustos 2023
      • BİR YAPRAĞIN HİKAYESİ

        28 Temmuz 2023
      • OFFF... SICAK

        23 Temmuz 2023
      • LÜKS YAŞAM

        16 Temmuz 2023
      • DÜŞ

        13 Temmuz 2023
      • ILIK OLSUN

        13 Temmuz 2023
      • DUYMAK MI? GÖRMEK Mİ?

        13 Temmuz 2023
      • BAYRAM

        28 Haziran 2023
      • ARIYORUM

        25 Haziran 2023
      • MAHCUP

        24 Haziran 2023
      • KAVUŞMAK

        18 Haziran 2023
      • SİYAH GÜL

        17 Haziran 2023
      • YEŞİLDİ

        08 Haziran 2023
      • BİLGİSİZ AKIL

        29 Mayıs 2023
      • CANIMIZIN KIYMETİ

        27 Mayıs 2023
      • SEÇİM RÜZGARI

        25 Mayıs 2023
      • ÇAĞDAŞ

        24 Mayıs 2023
      • 19 MAYIS

        19 Mayıs 2023
      • DARALMAZ İÇİM

        17 Mayıs 2023
      • SEÇİM

        14 Mayıs 2023
      • KARIŞIK DÜŞÜNCELER

        11 Mayıs 2023
      • CUMHURİYETİN 100. YIL ŞARKISI

        05 Mayıs 2023
      • HIDRELLEZ

        05 Mayıs 2023
      • ELEKTRİK KESİLDİ

        05 Mayıs 2023
      • İLAÇ

        28 Nisan 2023
      • BELA

        25 Nisan 2023
      • 23 NİSAN

        24 Nisan 2023
      • DEPREMZEDE

        23 Nisan 2023
      • BİR BÜYÜK

        21 Nisan 2023
      • İNSAN VE UMUDU

        15 Nisan 2023
      • ENDİŞELİ UMUTLAR

        13 Nisan 2023
      • DEĞİŞMEDİM

        12 Nisan 2023
      • GÖKYÜZÜ VAR

        11 Nisan 2023
      • DÜNYALAR KADAR

        05 Nisan 2023
      • GÜN AĞARIYOR

        03 Nisan 2023
      • MÜŞKÜLPESENT

        01 Nisan 2023
      • BEN BUYUM

        31 Mart 2023
      • ENDİŞESİZ

        30 Mart 2023
      • İNSAN

        26 Mart 2023
      • FÜTURSUZ DİZELER / FÜRUĞ

        22 Mart 2023
      • OYSA

        20 Mart 2023
      • ÇANAKKALE 1915

        18 Mart 2023
      • GÜN BİTERKEN

        18 Mart 2023
      • KORKMAYIN BENDEN

        18 Mart 2023
      • GÜNLÜK

        16 Mart 2023
      • ÖĞRENMEK

        15 Mart 2023
      • DÜN

        12 Mart 2023
      • CEKETİN CEBİ

        10 Mart 2023
      • YOL

        10 Mart 2023
      • ADANA GEZİSİ

        10 Mart 2023
      • ANILAR. (Turistik)

        10 Mart 2023
      • YAVRU KEDİ VE ÇOCUK

        10 Mart 2023
      • ARABAM YENİ

        10 Mart 2023
      • DEPREMDE ARTIK ÖLMEYECEĞİM

        10 Mart 2023
      • GELECEĞE BAKIŞ

        10 Mart 2023
      • İLK

        10 Mart 2023
      • DEPREMDE

        10 Mart 2023
      • DEPREMLE İMTİHAN

        10 Mart 2023
      • ANLATABİLSEYDİM

        29 Ocak 2023
    • EDEBİYAT MAGAZİN GAZETESİ
      Haberler
      • Nazilli’de Cumhuriyet Coşkusu: 3 Kilometrelik Fener Alayıyla 102. Yıla Selam
        Nazilli’de Cumhuriyet Coşkusu: 3 Kilometrelik Fener Alayıyla 102. Yıla Selam
      • Cumhuriyetin 102. Yılında Yüreğimizde Yankılanan Destan
        Cumhuriyetin 102. Yılında Yüreğimizde Yankılanan Destan
      • 29 Ekim
        29 Ekim
      • Mudanya Mütarekesi’nden Cumhuriyet’e: Bursa’nın Sessiz Zaferi
        Mudanya Mütarekesi’nden Cumhuriyet’e: Bursa’nın Sessiz Zaferi
      • Cumhuriyetin Kadınları: Atatürk’ün En Sessiz Devrimi
        Cumhuriyetin Kadınları: Atatürk’ün En Sessiz Devrimi
      • Cumhuriyet: Zamanın Aynasında Yeniden Doğan Bir Ruh
        Cumhuriyet: Zamanın Aynasında Yeniden Doğan Bir Ruh
      • Gelecek Olan Benim
        Gelecek Olan Benim
      • Uçurumun Eşiğinde
        Uçurumun Eşiğinde
      • Kimsenin İçinde Kötülük Düşünmüyorum
        Kimsenin İçinde Kötülük Düşünmüyorum
      • Hatırın Var
        Hatırın Var
      İstanbul nöbetçi eczaneleri
      Bizi takip edin
      • facebook
      • Twitter
      • İnstagram
      • Youtube
      EDEBİYAT MAGAZİN GAZETESİ
  • EDEBİYAT MAGAZİN GAZETESİ
    • Künye
    • Kvkk Aydınlatma Metni
    • Çerez Politikası
    • Topluluk Kuralları
    • Yazarlar
    • Yazıların Sorumluluğu
    • İletişim ve Sosyal Medya
SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
  • facebook
  • Twitter
  • instagram
  • Linkedin
  • Youtube
© 2017 e-magazin.tv Tüm Hakları Saklıdır.
  • Haber Gönder
  • Firma Ekle
  • İlan Ekle
Haber Yazılım