
Yol
İnsan doğunca
Başlar yaşlanmaya
Uzun sanılarak çıkılır
Hayat adlı kısacık yola
Yürürken susayınca durup
Çeşmede bir tas su doldururken
Eskiden yakışıklı bir prens olduğunu
Her kurbağa etrafında zıplayıp anlatacak
Çeşmede cıvıldaşarak yıkanan
Bir kaç ürkek yavru serçeden
Bu sıcakta çeşmenin suyu neden serin
Sormasan da anlatacaklar öğreneceksin
Karınca yükünün ağırlığından
Arı, çiçeklerin azaldığından
Kaplumbağa şikayet edecek
Maruldan kavuna giden yol
Çok uzun
Dereden geçeceğiz
Balık soracak
Dereyi kimin kirlettiğini
Öğrenelim geçmeden
Zincirli kızgın güçlü köpek
Yanından geçerken seslenecek
Açın zincirimi
Taş atan haini parçalayacağım
Kokusu burnumda asla unutmam
Nadide bir gül bahçesinde
Güzel sesli bir dağ bülbülü sarhoş
Endişesiz şakıyarak
Kulağımıza sanatı sunacak
İki kedi yüksek sesle cilveleşirken
Biri diyecek Mart ayı geçiyor gel
Diğeri, sen nereden biliyorsun
Oku öğren, kaç ay var Mart’a daha
Afetler kazalar kaldırımda durmaz
Amansız hastalıklar gibi
Yolun tam ortasında olacak
Üretenle tüketen yürürken
Ekmek ve su için o yolda
Kavgalar olurken kıyasıya
Kapital yine ikisini de ezip geçecek
Orta yaş bitmeden
Değişecek her şey ve
Değişimin zorluk ve çirkinlikleri
Dünün güzellikleriyle kıyaslanacak
Tam öğrendim derken
Bu kez de görmek duymak
Hatırlamak zorlaşacak
Yürüyelim güzel duygularla
Sevgi dolu anılar toplayıp biriktirelim
Kısa yolun sonunda kalırsa, sadece
Bir demet unutulmaz anı kalacak içimizde…
Barbaros İrdelmen
İstanbul
Yorum Yazın