İyilik çoğu zaman sessizdir… Ama tam da bu yüzden en derin izleri bırakır. Şengül Yılmaz, hayatın karmaşasında görünmeyen ama içimizi aydınlatan iyiliğin izini sürüyor.
Zamanın gürültüsünde kaybolmuş gibi görünen değerlerimiz var. Yardımlaşmak, empati kurmak, halden anlamak… Sanki birer nostaljiye dönüştüler. Oysa hâlâ varlar. Hâlâ bir yerlerde bir el, bir omuz, bir tebessüm olarak karşımıza çıkıyorlar. Yeter ki görmek isteyelim.
Kalabalıklar arasında yalnızlaşan insanlar, suskunlaşan sokaklar, duyarsızlaşan bakışlar… Her biri bize bir şey söylüyor aslında: “Beni fark et. Beni hisset.”
Oysa iyilik, bağırmadan konuşur.
Reklamsız yaşanır.
Beklentisiz verilir.
Bazen bir yaşlıya uzatılan destek eli olur, bazen otobüste sessizce yer vermektir iyilik. Bazen bir çocuğun saçını okşamak, bazen gözyaşlarını kimse görmesin diye usulca silmektir.
Toplumca yorgunuz… Ama hâlâ içimizde bir kıpırtı varsa, hâlâ gece başımızı yastığa koyduğumuzda “bugün bir iyilik yaptım” diyebiliyorsak, umut var demektir.
Yorum Yazın