Yorumlar
Ali Gül
Çok doğru tespitler ile faydalı bir yazı
Ortadoğu’da yüzyıllardır varlığını sürdüren gelenekselci sistemler, artık toplumsal dinamiklerle uyumsuz hale gelmiştir. Bu sistemler, sürekli hatalar üretmekte ve modern çağın gereklerine karşılık verememektedir. Tarihten gelen yanlış öğretiler ve bozulmuş değer yargıları üzerine kurulu bu yapılar, sağlıklı toplumlar üretmekten ziyade bozulmuş, yozlaşmış, kendini yok etmeye eğilimli topluluklar ortaya çıkarmaktadır. Sistem içinde her birey ve her kurum sürekli hata veriyorsa, o sistemin yok olma aşamasına geldiği çok açıktır. Ortadoğu, bu çöküş sürecinin tam ortasındadır.
Gelenekselci sistemlerin toplum üzerinde yarattığı baskı, bireylerin davranışlarına, inançlarına ve düşünce yapılarına doğrudan etki etmektedir. Bu etki, kin, nefret, şiddet ve öldürme eylemlerini olağan hale getirmektedir. Çocukluktan itibaren sürekli korkutulan bireyler, bir süre sonra kendilerini koruma içgüdüsüyle hareket etmeye başlarlar ve bu, suç üretimini tetikleyen en önemli faktörlerden biri olur. Baskıcı sistemler, bireyleri hem içsel hem de dışsal tehditlere karşı sürekli bir savunma modunda tutar. Sonuç olarak, şiddet ve suç kaçınılmaz hale gelir.
Gelenekselci sistemlerin en büyük zaaflarından biri, değişime ve yeniliğe karşı gösterdikleri sert dirençtir. Bu sistemler, geçmişte kalan değerlere sıkı sıkıya bağlı kalarak, toplumların ilerlemesini ve yenilikçi çözümler üretmesini engeller. Halbuki değişim, insanlık tarihinin her döneminde kaçınılmaz olmuştur. Değişimden korkmak ve ona direnmek, yalnızca toplumları geri bırakır ve zaman içinde bu sistemlerin yıkılmasına neden olur. Modern dünyanın hızla değişen dinamiklerine ayak uyduramayan Ortadoğu’daki geleneksel yapılar, bu gerçeği görmezden gelerek kendi sonlarını hazırlamaktadır.
Gelenekselci sistemlerin en yıkıcı etkisi, toplumun bireylerine yönelik aşırı kontrollü ve baskıcı yapılarıdır. Bireyler, kişisel özgürlükleri ve ifade hakları konusunda kısıtlanır, toplumun genel kabulleri dışına çıkmaya çalışanlar tehdit olarak görülür. Bu durum, bireylerin özgürce düşünmelerini, yaratıcı çözümler üretmelerini ve yenilikçi yaklaşımlar geliştirmelerini engeller. İfade özgürlüğü, toplumsal gelişimin ve ilerlemenin en önemli unsurlarından biridir. Ancak geleneksel sistemler, bu özgürlüğü yok sayarak bireyleri susturur, kontrol altına alır ve toplumun geneline yayılmış bir korku kültürü oluşturur. Korkutulmuş toplumlar, belirli bir süre sonra kendilerini korumak için suç işlemeye, şiddete başvurmaya ve nihayetinde sistemin tamamen çökmesine yol açacak sosyal patlamalara neden olmaya başlar.
Bu durumun en çarpıcı örneği, Ortadoğu'daki uzun süren savaşlar ve şiddet sarmalıdır. Bölgede süregelen kaos, geleneksel sistemlerin toplumsal sorunları çözme konusundaki yetersizliğini gözler önüne sermektedir. Her savaş, her çatışma, her toplumsal çöküş bir öncekinden daha derin yaralar açmakta ve toplumlar içinden çıkılmaz bir şiddet döngüsüne hapsolmaktadır. Bu şiddet döngüsü, yalnızca bireylerin hayatlarını mahvetmekle kalmaz, aynı zamanda bölgesel istikrarsızlığın artmasına, ekonomik çöküşlere ve uluslararası müdahalelere zemin hazırlayan bir ortam yaratır.
Gelenekselci sistemler, bireylerin ve toplumların potansiyelini boğan, gelişimi engelleyen ve şiddeti besleyen yapılar haline gelmiştir. Bu sistemler devam ettikçe, Ortadoğu’nun kendini toparlaması ve bir gelecek inşa etmesi imkansız hale gelecektir. Ortadoğu'nun kurtuluşu, bu bozulmuş sistemlerin köklü bir şekilde reforme edilmesinde, bireylerin özgürlüklerine ve haklarına saygı gösterilen, düşünce ve ifade özgürlüğünün güvence altına alındığı modern toplumsal yapıların inşa edilmesinde yatmaktadır.
Eğer bu sistemler olduğu gibi devam ederse, tüm Ortadoğu yok olma tehdidiyle karşı karşıya kalacaktır. Ortadoğu, sahip olduğu genç nüfus ve zengin kültürel mirasla büyük bir potansiyele sahiptir. Ancak bu potansiyel, gelenekselci yapıların altında ezilmeye devam ettikçe, bölgenin geleceği karanlık olmaya mahkumdur. Sistemin içinde bulunan bireyler, kurumlar ve liderler, değişimin ve reformun gerekliliğini görmezden geldikçe, Ortadoğu’nun kaderi de karanlık bir sona doğru ilerleyecektir.
Gelenekselci sistemler, toplumsal huzuru sağlamak bir yana, sürekli hatalar üreten bir mekanizmaya dönüşmüştür. Bu sistemler yenilenmez ve toplumsal yapıların modern ihtiyaçlarına göre reforme edilmezse, Ortadoğu’da şiddet ve kaosun bitmek bilmeyen bir döngüsü sürecektir. Şu an, bölgenin geleceği için bir dönüm noktasındayız. Ya geçmişin hatalarından ders alınacak ve yeni, çağdaş bir sistem inşa edilecek ya da bu sistemler, Ortadoğu’yu topyekûn bir yok oluşa sürükleyecektir.
Bu çöküşten kaçınmanın tek yolu, geçmişin yanlışlarını düzeltmek, korkuya ve baskıya dayalı sistemleri terk etmek ve özgür, adil, şeffaf bir toplumsal düzen kurmaktır.
Takım | O | A | P |
O | A | P | |
1.GALATASARAY A.Ş. | 36 | 91 | 95 |
2.FENERBAHÇE A.Ş. | 36 | 90 | 84 |
3.REEDER SAMSUNSPOR | 36 | 55 | 64 |
4.BEŞİKTAŞ A.Ş. | 36 | 59 | 62 |
5.RAMS BAŞAKŞEHİR FUTBOL KULÜBÜ | 36 | 60 | 54 |
6.EYÜPSPOR | 36 | 52 | 53 |
7.TRABZONSPOR A.Ş. | 36 | 58 | 51 |
8.GÖZTEPE A.Ş. | 36 | 59 | 50 |
9.ÇAYKUR RİZESPOR A.Ş. | 36 | 52 | 49 |
10.KASIMPAŞA A.Ş. | 36 | 62 | 47 |
11.TÜMOSAN KONYASPOR | 36 | 45 | 46 |
12.CORENDON ALANYASPOR | 36 | 43 | 45 |
13.BELLONA KAYSERİSPOR | 36 | 45 | 45 |
14.GAZİANTEP FUTBOL KULÜBÜ A.Ş. | 36 | 45 | 45 |
15.ONVO ANTALYASPOR | 36 | 37 | 44 |
16.SİPAY BODRUM FK | 36 | 26 | 37 |
17.NET GLOBAL SİVASSPOR | 36 | 44 | 35 |
18.ATAKAŞ HATAYSPOR | 36 | 47 | 26 |
19.ADANA DEMİRSPOR A.Ş. | 36 | 34 | 2 |
Yorum Yazın