Görüşmeyeli uzun olmasa da, pek de kısa olmayan bir süre geçmiş. Aklımı kurcalayan hayli şey birikti yine. Senden başka sohbet edeceğim hayli dostum olsa da, seninle sohbetlerim den ayrı bir zevk alıyorum. Dostlar duymasın da, fikirlerine söylemlerine çok güveniyorum. Senin böyle sanki yükseklere çıkıp, her şeyi etraflıca görüp değerlendirmen, bana hayli güven veriyor. Bu Amerika cumhurbaşkanı ile Ukranya cumhurbaşkanın oval ofiste yaşadıkları gerginlik dünyanın gündemine düştü. Kafam karıştı çareyi senin fikirlerine yelken açmakta buldum. Ne düşünüyorsun bu konuda arkadaşım?
Ne o şaşırdın mı yoksa? Dünyaya “ayağını denk al” demek için bazen oval ofisin kapısı aralık bırakılır, bazen kameralar açık kalır. Nasibi olanlar, kapıdan taşıp duranlardan ders çıkarsınlar istenir. Bu bazen beysbol sopası olur, bazen başa geçen çuval, bazen de akıllı ol yoksa ekonomini beceririm mealinde mektuplar. Bunları biz niye duyarız? Söylenecek kişinin kulağına telefonda söylense olmaz mı? Olmaz, verilecek emrin enerji değerli kıymetli, muhatap kişiyi ya da devleti ayna gibi kullanılıp dünyaya yansıtılmalı. Dünya köylerinin ağası orada. Ne-yinize göz koyduğunu bakışlarından hemen anlayıp ikram etmelisiniz. Aksi halde önce ihtar sonra tektir sonra da Zelenski gibi si*tiri yersiniz. Alt tarafı madenlerini istiyor ver kardeşim. Bu sahnede komedyenlik yapmaya benzemez. Madem o koltuğa oturdun babanı tanıyacaksın. Yetmez arkadaşım, ağabeylerini de, hatta eniştelerini de tanıyacaksın. Yoksa özgürlüğünü kopardığın Sovyetlerin kucağında bulursun kendini. O müsaade etmezse ağabeylerin eniştelerin de kapıya koyarlar seni. Sen o kıta da göklere ulaşan elinde meşale olan hürriyet ya da özgürlük heykeline mi güvendin kardeşim? Onun tarif ettiği özgürlük ve hürriyet Beyaz Saray da oval ofiste oturan kişi ve kişileri temsil eder. Bizim gibi marabaları bozar hürriyet ve özgürlük arkadaşım. Her ülkenin oval ofisinin de bir hürriyet heykeli vardır var olmasına. Hepsinin menzili farklı farklıdır. Bazılarının sesi komşusuna bile ulaşmaz. Hele bazıları var ki bütün özgürlükleri ülkelerinde kardeşlerine bağırıp çağırıp tehdit etmeye yetecek kadardır. Dünyanın bazı dönemleri vardır ki ülkelerin bir kısmını eşkıyalar yönetir. İşte öyle bir dönemi yaşıyor dünya arkadaşım. Bazen aklıselim insanların da yönetimde olduğu dönemler de olur. Ama, o uzun heykelin olduğu ülkeyi benim bildiğim yetmiş beş yıldır hep eşkıyalar yönetti. Damarlarında öyle bir kan akıyor ki, adeta Tanrı dünyayı benim için yarattı, sen kimsin, benim müsaade ettiğim kadar yaşarsın duygularını yaşıyor ve yaşatıyorlar.
Ah arkadaşım seni işte bunun için çok seviyorum. Benim duygularımı anlaşılır hale getirip sunuyorsun teşekkürler var ol benim dertdaşım sevgili arkadaşım.
Ümit Somyürek
Yorum Yazın