Ana Sayfa
  • MENU
  • KÜLTÜR- SANAT
  • Edebiyatın İz Bırakanları
  • Kurban Bayramı
  • GÜNDEM
  • MAGAZİN
  • ŞİİR
  • ÖYKÜLER
  • RÖPORTAJ
  • Foto Galeri
  • Web TV
  • Yazarlar
  • Nöbetçi Eczaneler
  • Firma Rehberi
  • Seri İlanlar
EDEBİYAT MAGAZİN GAZETESİ
KÜLTÜR- SANAT
Edebiyatın İz Bırakanları
Kurban Bayramı
GÜNDEM
MAGAZİN
ŞİİR
ÖYKÜLER
RÖPORTAJ
Yazarlar
    • AŞK NEDEN ACITIR ?
      • Makaleler
      • AŞK NEDEN ACITIR ?
      30 Kasım 2022 17:28
      Son Güncelleme:30 Kasım 2022 17:28
      Gönül Doğan
      Paylaş |

      Yazılarıma yapılan yorumlarda: gündemden uzak gibi görünen hayatın içinden yazılar için teşekkür bildirimleri alıyorum. Bundan cesaret alarak çok naif bir konuyu irdeleyeceğim. Aşk neden acıtır?

      Âşık olmayan bilmez; aşk acısı nedir… Ama öyle haftada bir âşık olmak değil benim kast ettiğim, görür görmez vurulmak, ilk buluşmalarda kalbin ağzında dolaşmak, sonra yaşanan en şiddetli kavgalardan sonra “tamam ya, bu kez kesin bitti” deyip ilk gelen mesajda gözlerinden yaş boşanmak, ekranı sevmek ve tekrar başlamak her şeye rağmen… Neden? aşk insanı süper aptal yapar da ondan… İyi ki de yapar, çünkü aşk olmadan bu hayat eksik değil, çok ama çok eksiktir. Aşk acısı güzeldir, biten ilişkinin ardından yas tutmak ve dibe vurmak iyidir. Ama neden aşk bu kadar acıtır?

      Kalp her zaman sevginin sembolü olmuştur. Çünkü sevdiklerimizi gördüğümüzde kalbimizin hızlı ve güçlü atması, ona tepki vermesi aşkın kalbimizde yer aldığına olan inancı güçlendirmiştir. Bu da kalbi, vücuttaki sevgi merkezi haline getirmiştir. Yapılan incelemeler ve araştırmalara göre bu inandıklarımız ne yazık ki doğru değil. Kalbin sevgi ile herhangi bir ilişkisi yok.

      Kalp, vücudun en önemli organı olmakla birlikte ana görevi olan vücudun her yerine kan pompalayan bir kas olması dışında işlevi yoktur. Aslında kalp, beynin hizmetindedir. 2500 sene önce Hipokrat’ın söylediği duyguların beyinden doğduğu sözü de böylece gerçekliğine kavuşmuş olur.

      Bu konuya aşk beyinde başlar, kendini kalpte gösterir şeklinde bir açıklama getirebiliriz. Aşk duygusu vücut üzerinde bazı etkilere neden olur. Nabız artışı, terleme, çarpıntı, iştah azalması, mide asidi ya da bağırsak hareketliliği şeklinde fiziksel belirtiler kendini gösterir.

      Geçmiş dönemler bu etkilerin kalple ilgili olduğu düşünülmüştü. Ancak artık kesinlikle diyebiliriz ki aşk beyinde başlayarak, kalpte de yansımasını bulur.

       

      Beynimiz en kapsamlı organımızdır. Beynin her bölgesi farklı işlevleri organize eder. Duygulardan ve sevgiden orta beyin sorumludur. Yani sevgi orta beyin tarafından algılanır. İnsan sevdiğini görünce orta beyin kalbin daha hızlı ve güçlü atmasına neden olan kimyasalları salgılattırır.

      Hormonlar vücudumuzun bazı faaliyetlerini kontrol etmeye yarayan salgılardır. Mesela kortizon hormonu, stres ve yorgunluğu etkileyen hormondur. Aşkın başlarında dopamin en yüksek noktadır. Endorfin ve sinir büyüme faktörleri de artış gösterir. Kanda serotonin azalırken erkekte testestereon azalır ve kadında ise bu hormon artar. Aşk sevgi bağına dönüştükçe de artan hormonlar azalır. Bu dönemde oksitosin ve vazo baskısını atarak çiftler arasında bağın kuvvetlenmesini sağlar.

      Aşk ilişkisi hepimizin hayatının vazgeçilmez bir parçası... Hayranlık duygusuyla başlayan, gün geçtikçe, karşınızdakinden daha fazla bir şeyler beklediğimiz, daha çok bir şeyler vermek istediğimiz; yüreğimizi kıpırdatan, aklımızı çelen karışık süreç... Ve "istediğimiz gibi" gelişmediğinde de bizi acılara boğan...

      Bana göre sevgi, biraz daha durmuş oturmuş bir şey; aşk ise insana heyecan veren, yüreğini hoplatan bir duygu... Öte yandan Eric Fromm, "Olgun olan sevgiyle, olgun olmayan sevgi" arasında çok büyük fark var, der. Sanki bizim, ergen aşkı dediğimiz, olgun olmayan şeye toplumumuzda aşk deniyor. Yani, birine duyulan heyecana, gizeme, bilinmezliğe ve cinsel olarak ten çekimine aşk deniyor.

      Mesela aşk, birine karşı duyduğun aşırı heyecan ve gizem mi?

      Çünkü: aşkta, âşık olunacak kişide şu özellikler olmalı şeklinde, kafanda kurduğun özellikleri karşı tarafa projekte etme, yansıtma var. Örneğin; çok yakışıklı birini mi istiyorsun, onun çok sevimli olduğunu düşünüyorsun... Ama olgun sevgi başka bir şey. Bu noktada söz edilen, aşk acısı mı, ayrılık acısı mı? Çünkü ikisi arasında çok fark var. Aşk acısında, özlem ve ulaşamama var. Sanki bizim, "mazoşizm" dediğimiz şey var. Özellikle Türk kültüründe... Veya kadın olmanın getirdiği bir şey. Çünkü özellikle kadınları, aşk acısı çekerken görüyoruz. Ya da erkekler bunu daha az itiraf ediyorlar.

      Sonuçta, elle tutulmayan, gözle görülmeyen, ilişki haline gelmemiş bir aşkı, daha çok kadınların yaşadıklarını gözlüyorum. Dolayısıyla, aşk acısında birini beğenmek ama onu elde edememek, ulaşamamak var. Oysa buna hiçbir şekilde aşk denilemez! Ancak kişinin kendi kafasındaki şeyin acısıdır bu...

       

      Aslında aşk, sevgi acısı dediğimiz şey, yaşanmışlığın acısıdır. Birini beğenip, olmayınca da onun acısını çekmek değil; bu kadar irrasyonel bir acı olamaz. Öte yandan sevdiğimiz kişiyi kaybettiğimizde de acı çekmeden olmaz! Herkes bunu değişik şekillerde yaşar. Lakin yaşanmışlık olmadan, karşındaki insanla bir ilişkin, bir alıp verdiğin olmadan, bunun acısını çekmek, olacak şey değil. Aksi takdirde bu, acı çekmekten zevk almak anlamına geliyor. Ya da hırs olabilir, başarısızlığın acısı olabilir. Yoksa ortada bir ilişki olmadan ya da 2-3 aylık bir ilişkinin bitmesiyle duyulan acıyı, ayrılık acısı olarak açıklamak bizim bilimimizde mümkün değil.

       

      Ayrılık acısı, nesne kaybıdır. Kayıp da her zaman acı verir, sarsıntı getirir. Ve yaşanan kaybın arkasından muhakkak yas tutulması gerekir. Tedavisiz... Bilemiyorum süresini... Ama yas tutulmadığı zaman, gerçek anlamda başka ilişkilere geçilemiyor. Çünkü acılar ancak yasla biter.

       

      Kişiyi her yönüyle, olumsuzluklarını da bilerek idealize etmek; yani onun bir şeyine hayran olmak. Ve karşımızdakini özgür bir birey olarak kabul etmek... Sonuçta, günlük hayatta yapılan klasik sevgi tanımıyla, olgun sevgi tanımı birbirinden çok farklı. Sağlıklı ve mutlu bir ilişki için, olgun sevgi şart.

                                                                 Mutlu ve Sevgiyle kalın

       

      Yorum Yazın

      Yorumlar

      • Metin gölköylü

        Mükemel bir yazı olmuş gönül hanım yüregine saglık
      • İlhan Baygül

        Degerli kaleminizi yürekten kutlarım efendim
      • Necla Başaran

        Aşkı çok derin yaşamış biri olarak .Tamamen bu yazdıklarına katılıyorum. Çok güzel ifade etmişsiniz

      Yazarın Diğer Yazıları

      • BİR NESLİN SESSİZ GÜZELLİĞİ

        17 Mayıs 2025
      • Distopya: Geleceğe Yazılmış Uyarı Mektupları

        16 Mayıs 2025
      • İstanbul ve Deprem: Kırılacak Bir Şehir

        26 Nisan 2025
      • 23 Nisan: Geleceğe Umutla Bakan Gözler

        23 Nisan 2025
      • Üniversite Sınavına Sayılı Günler Kala

        19 Nisan 2025
      • Gençler Neden Kafka Okumaya Başladı? TikTok Kuşağının Edebiyat Keşfi

        07 Nisan 2025
      • Yolda Kaybolanlar

        12 Mart 2025
      • 8 Mart,Türkiye’nin Kadınlarının El Ele Tutuşan Umudu

        06 Mart 2025
      • *İlişkilerde Tamamlanmamışlık ve Kendini Fark Etme Sanatı*

        24 Şubat 2025
      • Maskelerimiz ve Gerçek Benliğimiz

        20 Şubat 2025
      • Aşkın Gerçek Yüzü: Yanılsamalar ve Hakikat

        11 Şubat 2025
      • Sivas: Kardeşliğin ve Samimiyetin Beşiği

        08 Şubat 2025
      • Kışın Yüreğe Düşen Hasreti

        05 Şubat 2025
      • İkinci Yeni, Modern Türk Edebiyatının Özgün Sesi

        12 Ocak 2025
      • Kendi Değerini Bil ve Gerçek Sevginin Yolunda Yürü

        05 Ocak 2025
      • Kadınların Seçme ve Seçilme Hakkı: Bir Dönüm Noktası

        06 Aralık 2024
      • Diyalog Yoksunluğunun Karanlığı

        30 Kasım 2024
      • Edebiyatın Sinemadaki Yankısı, Türk Romanlarından Beyaz Perdeye

        04 Kasım 2024
      • Cumhuriyet Kadını: Umut ve Güçle Geleceğe Büyüyenler

        29 Ekim 2024
      • Kadın Dayanışma ve Yasal Düzenlemelerin Önemi

        13 Ekim 2024
      • Susmak Yetmez!!! Küçük Kızlarımızın Çığlığı, Bizim Çığlığımız

        12 Eylül 2024
      • Farklı düşünmek ve statükoya meydan okumak.

        31 Temmuz 2024
      • 2024 Yaz Modası: Trendler ve Stil İpuçları

        28 Haziran 2024
      • Devlet Destekli Tatil Programları, Bir Çözüm Önerisi

        09 Haziran 2024
      • Anneler Günü: Bir Gün Değil, Her Gün Değerinin Bilinmesi Gereken Özel Varlıklarımızın Kutlanması

        12 Mayıs 2024
      • Özlemek ve Düşüncelerim

        08 Mayıs 2024
      • Büyük Boykot: Vatandaşın Sesine Kulak Vermek Zorundayız

        21 Nisan 2024
      • Türkiye'nin Teknolojik Dönüşümünde Kadınlar İçin Fırsatlar

        23 Mart 2024
      • Annenin Kollarında Bir Esaret

        28 Şubat 2024
      • Hayat pahalılığı, kadınları çaresizliğe sürüklüyor

        30 Ocak 2024
      • “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü Kutluyoruz”

        09 Ocak 2024
      • Yılbaşı: Yeni Bir Başlangıç İçin Bir Fırsat

        30 Aralık 2023
      • Sanat, toplumu bir arada tutmanın en güçlü aracıdır

        05 Aralık 2023
      • Toplumsal Dinamiklerin İçinde Erkeklerin Kadınlara Bakışı

        19 Kasım 2023
      • "Eğitimde Dijital Dönüşüm: Geleceğin Sınıfları Nasıl Şekilleniyor?"

        11 Kasım 2023
      • Türkiye'nin Geleceğe Yürüyüşü: 100. Cumhuriyet Bayramı Kutlamaları

        30 Ekim 2023
      • Saygı, Görgü ve Ahlak: Toplumsal Denge İçin Temel Taşlar

        17 Ekim 2023
      • Neşat Ertaş'ın Hayatı ve Müziği: Bozkırın Tezene Sesini Anmak

        25 Eylül 2023
      • Edebiyatın İletişimi Zenginleştiren Rolü

        25 Ağustos 2023
      • Yalnızlık: İnsanın Düşünce Okyanusuna Yolculuk

        03 Ağustos 2023
      • Türkiye'de Artan Sıcaklar ve İklim Değişikliği

        21 Temmuz 2023
      • Ebeveynler, Çocuklarınıza Dikkat Edin! Elektronik Sigaralar Sağlık Riski Oluşturuyor

        03 Haziran 2023
      • Türkiye'de yabancı gelin olmak

        20 Mayıs 2023
      • Bugünün Dünyasında Kadın

        06 Mayıs 2023
      • 1 Mayıs Emekçi Bayramı

        30 Nisan 2023
      • Hayatımız üzerinde etkili olan konular

        28 Nisan 2023
      • Geçmişteki Bayramlara Özlem

        20 Nisan 2023
      • Toplumsal Yaşamda Güven Duygusunun Önemi

        08 Nisan 2023
      • AŞK BAŞINIZI, SEVGİ DÜNYANIZI DÖNDÜRÜR

        29 Ocak 2023
      • YA NASİP

        03 Ocak 2023
      • ZEMHERİ AYAZINDA ÇIKAN KARDELEN GİBİ…

        22 Aralık 2022
      • GÖNÜLDEN TÜRKÜLER

        03 Aralık 2022
      • AŞK NEDEN ACITIR ?

        30 Kasım 2022
      • İNADIM İNAT

        27 Ekim 2022
      • BİZ VE EGOLARIMIZ

        02 Eylül 2022
      • DEĞMEZ MİSİNİZ?

        15 Ağustos 2022
    • EDEBİYAT MAGAZİN GAZETESİ
      Haberler
      • Kurban Bayramı'nın Kanlı Klasikleri Yine Sahnedeydi
        Kurban Bayramı'nın Kanlı Klasikleri Yine Sahnedeydi
      • Ümit Şevki Somyürek’ten Kurban Bayramı Mesajı: "Kelamın Kurbanı, Kalemin Bayramı"
        Ümit Şevki Somyürek’ten Kurban Bayramı Mesajı: "Kelamın Kurbanı, Kalemin Bayramı"
      • Avenged Sevenfold İstanbul’da Hayranlarıyla Buluştu!
        Avenged Sevenfold İstanbul’da Hayranlarıyla Buluştu!
      • Mustafa Erke Son Yolculuğuna Gözyaşlarıyla Uğurlandı
        Mustafa Erke Son Yolculuğuna Gözyaşlarıyla Uğurlandı
      • Efes Antik Kenti’nden Gece Müzeciliği Başladı!
        Efes Antik Kenti’nden Gece Müzeciliği Başladı!
      • Belen Tüneli’nde Çalışmalar Hız Kesmeden Devam Ediyor
        Belen Tüneli’nde Çalışmalar Hız Kesmeden Devam Ediyor
      • Edebiyat Magazin’den Kurban Bayramı Mesajı: “Sevgiyle Kesilen Her Hasret, Bayrama Dönüşür”
        Edebiyat Magazin’den Kurban Bayramı Mesajı: “Sevgiyle Kesilen Her Hasret, Bayrama Dönüşür”
      • Mesudiye’nin Sesi Kurban Bayramı’nda Yürekleri Birleştiriyor
        Mesudiye’nin Sesi Kurban Bayramı’nda Yürekleri Birleştiriyor
      • Oda Onaylamadı, Hayatlar Askıda Kaldı! Haberimize Jet Yanıt
        Oda Onaylamadı, Hayatlar Askıda Kaldı! Haberimize Jet Yanıt
      • Demirci Yaylalarında Baharın Şarkısı
        Demirci Yaylalarında Baharın Şarkısı
      SüperLig Puan Durumu
      TakımOAP
        O A P
      1.GALATASARAY A.Ş. 36 91 95
      2.FENERBAHÇE A.Ş. 36 90 84
      3.REEDER SAMSUNSPOR 36 55 64
      4.BEŞİKTAŞ A.Ş. 36 59 62
      5.RAMS BAŞAKŞEHİR FUTBOL KULÜBÜ 36 60 54
      6.EYÜPSPOR 36 52 53
      7.TRABZONSPOR A.Ş. 36 58 51
      8.GÖZTEPE A.Ş. 36 59 50
      9.ÇAYKUR RİZESPOR A.Ş. 36 52 49
      10.KASIMPAŞA A.Ş. 36 62 47
      11.TÜMOSAN KONYASPOR 36 45 46
      12.CORENDON ALANYASPOR 36 43 45
      13.BELLONA KAYSERİSPOR 36 45 45
      14.GAZİANTEP FUTBOL KULÜBÜ A.Ş. 36 45 45
      15.ONVO ANTALYASPOR 36 37 44
      16.SİPAY BODRUM FK 36 26 37
      17.NET GLOBAL SİVASSPOR 36 44 35
      18.ATAKAŞ HATAYSPOR 36 47 26
      19.ADANA DEMİRSPOR A.Ş. 36 34 2
      İstanbul nöbetçi eczaneleri
      Bizi takip edin
      • facebook
      • Twitter
      • İnstagram
      • Youtube
  • EDEBİYAT MAGAZİN GAZETESİ
    • Künye
    • Önemli Telefonlar
    • Kvkk Aydınlatma Metni
    • Çerez Politikası
    • İletişim
    • Topluluk Kuralları
    • Yazarlar
SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
  • facebook
  • Twitter
  • instagram
  • Linkedin
  • Youtube
© 2017 e-magazin.tv Tüm Hakları Saklıdır.
  • Haber Gönder
  • Firma Ekle
  • İlan Ekle
Haber Yazılım