İnanç, insanın yaşamında en güçlü kılavuzlardan biridir. Yaşamımızın derinliklerine yerleşen bu görünmeyen güç, en karanlık anlarda bile yolumuzu aydınlatır. İnanç, sadece bir düşünce ya da duygudan ibaret değildir; insanın ruhunu besleyen, onu güçlü kılan ve ayakta tutan içsel bir kaynaktır. Kalbinin en derin köşesine yerleştiğinde, seninle birlikte her adımda yürür, her engelde seni destekler.

İnanmak, güvenmektir. Kendine, geleceğe, yarınlara güvenmek… İnanç, insanın her zaman çözüme ulaşacağını bildiği içsel bir rehberdir. Sorunlar ne kadar büyük, yollar ne kadar dolambaçlı olursa olsun, inanç bizden sadece iki şey ister: güvenmek ve vazgeçmemek. Hayatın o durgun anlarında dahi inanç, zamana yayılan bir çözüm sunar. Hemen bir sonuç beklemek değil, adım adım ilerlemek ve yolun sonunda ışığı görmek...

Geleneksel inançlar, yaşanmışlıkların, kültürlerin ve binlerce yıllık deneyimlerin birikimidir. Bizden öncekilerin yürüdüğü yollarda bıraktıkları izlerdir. Ancak bizler de bu izlerin üzerine kendi yollarımızı eklemekle yükümlüyüz. Geleneksel inançlara yeni bakışlar katmak, onları geleceğe taşımaktır. Kalbimizin çekirdeğinde yatan o sağlam inançlar ise daima korunmalıdır. Çünkü inanç, insanın kendi özünü unutmadan yenilenmesidir.

İnancın güzelliği, yorulmaması ve asla tükenmemesidir. İnsanın kalbi, içindeki güzel inançlarla çalıştıkça, ne hayatın sorunları ne de zorlukları onu yıpratabilir. Çünkü inanç, insanın kalbine yerleştirdiği en büyük güçtür. Kalp inançla doluysa, ne olursa olsun insan hep ileriye bakar, hep umutla yürür.

Hayal kurmak, inancın en saf halidir. Hayal ettikçe inancın güçlenir, inancın güçlendikçe hayat seni en beklenmedik güzelliklerle buluşturur. İnanmanın dili, tanrı dilidir. Yani her şeyin mümkün olduğunu anlatan o sessiz ama derin dildir. Eğer bir şeye gerçekten inanırsan, evren bile seninle aynı dili konuşmaya başlar. Hayatın tüm güzelliklerini inançla, hayalle ve umutla kucakla. Çünkü inançla başlayan her yol, mutlaka mutluluğa çıkar.

Güven Albayrak
Edebiyat Magazin Gazetesi