
Sahipsiz Memleket
Güven Albayrak
CHP içindeki kaynamalar ve parti içi iktidar mücadelesi, Türkiye'nin siyasi arenasını derinden etkileyen bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Son dönemde CHP'li milletvekilleri, eski ve yeni belediye başkanları, partide aktif olmayan ancak etkili isimlerle yaptığım görüşmelerde, partinin içinde büyüyen bir iç karışıklık olduğunu fark ettim. Bu durumun görünür hale gelmesi hem Türkiye hem de CHP adına önemli kayıplara yol açabilir. Türkiye'nin mevcut siyasi ve ekonomik sorunları karşısında alternatif bir iktidar odağının zayıflaması, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın elini rahatlatacaktır. CHP açısından ise olası bir iktidar şansı, içerideki tartışmalar nedeniyle yeniden kaybedilebilir.
Parti İçi Gerilimler
Görüşmelerimde, CHP'deki bu iç karışıklığın iki temel riski olduğunu sordum. Büyük bir ilin milletvekili, “Seçimlere daha vakit var. Partideki irini şimdiden patlatıp yola daha güçlü devam etmeliyiz,” dedi. “İrin” derken, mevcut yönetimi kastettiğini belirtti. Kemal Kılıçdaroğlu’na yakın isimlerin Genel Kurul’da konuşmasına bile tahammül edemeyen bir grup olduğunu ve Özgür Özel’in partide herkesi kucaklayan bir politika uygulayamadığını ifade etti.
Başka bir eski belediye başkanı ise, “Normalleşme diyerek bitmiş partiye can suyu verdiler,” dedi. Bu ifadeler, CHP içinde Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik eleştirilerin yoğunlaştığını gösteriyor. Kılıçdaroğlu'nun uzun süre genel başkanlık yapmasına rağmen partiyi başarılı bir sonuca ulaştıramadığı eleştirileri, partinin içindeki bazı kesimlerde derin bir hayal kırıklığına neden olmuş durumda.
Özgür Özel'in normalleşme hamlesi ise Kılıçdaroğlu’nun eleştirilerine karşı açık bir yanıt olarak geldi. Özel, “Biz birinci parti olmanın sorumluluğunu yerine getiriyoruz. Kılıçdaroğlu hiçbir zaman birinci partinin lideri değildi. Olsaydı o da benim dediğimi yapardı,” demişti. Bu açıklama, partinin içinde süregelen gerilimi daha da artırdı.
Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın Durumu
CHP'nin cumhurbaşkanlığı yarışında en şanslı iki adayı olarak görülen Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın durumu da dikkat çekiyor. Mansur Yavaş, parti içi çekişmelere katılmıyor ve daha çok Ankara ile ilgileniyor. Ancak potansiyel cumhurbaşkanı adayı olarak anılmaktan hoşnut olduğunu da saklamıyor. Yavaş'ın ekibi olmadığı eleştirilerine karşın, Ankara Kent Konseyi’ndeki önemli isimler, onun vizyonunu ve gerektiğinde oluşabilecek gücünü temsil ediyor.
Ekrem İmamoğlu ise, İstanbul'da Erdoğan’a karşı alınan üç galibiyetle dikkat çekiyor. CHP içinde cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrası değişim hamlesini başlatan ana figür olan İmamoğlu, parti içinde de etkin ve bu etkinlikten memnun. Uzun yıllardır aynı ekiple çalışıyor ve cumhurbaşkanlığı adaylığı için bir çalışma içinde. Hem milletvekilleri hem de eski ve yeni belediye başkanları ile görüşerek CHP'nin parti içi konularında önemli bir rol oynuyor.
Gelecekte Neler Olabilir?
CHP içindeki bu karışıklık nereye evrilecek? Eylül ayındaki Tüzük Kurultayı önemli bir dönemeç olabilir. Karşılıklı grupların birbirine hamle yapabileceği bu süreçte, Kılıçdaroğlu, Özel ve İmamoğlu’nun farklı gruplarla yaptığı görüşmeler partinin iç dinamiklerini şekillendirecek.
Kemal Kılıçdaroğlu, partiyi muhafazakârlardan Kürtlere geniş bir kesimle barışık hale getirdi. Ancak bu çabası, Mayıs 2023’te başarıya ulaşamadı ve Kurultay’da kaybetti. Ancak hala partide etkin olmaya çalışıyor. Özgür Özel, CHP’yi genel başkan olarak birinci parti yaptı, ancak başarının arkasında daha önce atılan temellerin olduğunu vurgulamaktan uzak durdu. Normalleşme hamlesi, muhafazakâr seçmende bir karşılık buldu ve anketlere göre CHP'nin ne söylediğine kulak kabartanların oranı yüzde 70’lerde.
Ekrem İmamoğlu ise, Erdoğan’a karşı alınan üç galibiyet ve İstanbul’daki başarılı projeleriyle dikkat çekiyor. Cumhurbaşkanlığı yarışında var olma çabası, kimilerinin eleştirisini alsa da tanınan bir siyasetçi olarak iddiasını sürdürüyor. Mansur Yavaş ise, Ankara’da başarılı bir isim olarak kabul ediliyor ve cumhurbaşkanlığı adaylığını istediğini yakın çevresi dile getiriyor. Parti içindeki tartışmalardan uzak durarak ‘akil insan’ görüntüsünü perçinlemek istiyor.
Sonuç olarak;
Türkiye zor bir süreçten geçerken, CHP içindeki bu kavga görüntüsü halk tarafından affedilmeyecektir. Dört isme çok önemli görev düşüyor: Bir arada, kendileri ve çevreleri için değil, Türkiye için çalışmaları. Bakalım, bu mümkün olacak mı?
Yorum Yazın