Ana Sayfa
  • MENU
  • KÜLTÜR- SANAT
  • Edebiyatın İz Bırakanları
  • GÜNDEM
  • MAGAZİN
  • ŞİİR
  • ÖYKÜLER
  • RÖPORTAJ
  • Foto Galeri
  • Web TV
  • Yazarlar
  • Nöbetçi Eczaneler
  • Firma Rehberi
  • Seri İlanlar
EDEBİYAT MAGAZİN GAZETESİ
KÜLTÜR- SANAT
Edebiyatın İz Bırakanları
GÜNDEM
MAGAZİN
ŞİİR
ÖYKÜLER
RÖPORTAJ
Yazarlar
    • Karanlığın İki Yüzü: Beslediğimiz Köpekler ve İnsani Değerler Üzerine
      • Makaleler
      • Karanlığın İki Yüzü: Beslediğimiz Köpekler ve İnsani Değerler Üzerine
      Karanlığın İki Yüzü: Beslediğimiz Köpekler ve İnsani Değerler Üzerine
      12 Eylül 2024 05:57
      Son Güncelleme:12 Eylül 2024 05:57
      GÜVEN ALBAYRAK
      Paylaş |

      Hayatın kötümserlik ve karanlıkla çevrili olduğu fikri, insanlık tarihinin en eski kaygılarından biridir. Ancak bu karanlık fikrinin yaygınlaşması, kitle iletişim araçlarının ve özellikle dijital medyanın etkisiyle daha belirgin hale gelmiştir. İnsanlar, medya ve sosyal platformlar aracılığıyla her gün karanlık bir dünyaya tanıklık ediyor; şiddet, öfke, ayrımcılık ve korku bir döngü içinde sürekli olarak yeniden üretiliyor. Ancak bu karanlık algısı, aslında insanın kendi tercihlerinin bir sonucudur. Psikolojide anlatılan meşhur bir hikâye, bu gerçeği çarpıcı bir şekilde ortaya koyar. Hikâye, kötülüğün ve iyiliğin bir sembolü olarak iki köpeğin savaşını anlatır. Çocuğun dedesi, bu iki köpekten hangisinin kazanacağını sorduğunda çocuğa şu cevabı verir: “Biz hangisini beslersek o kazanır.”

      Bu hikâye sadece bireysel psikolojiye dair bir metafor değil, aynı zamanda toplumsal bir uyarıdır. Karanlığı, kötümserliği ve korkuyu besleyen bireyler ve toplumlar, bu olumsuzlukların içinde kaybolur. Ancak iyilik, sevgi, merhamet ve insani değerler beslenirse, o zaman ışık ve umut hâkim olur. Günümüz dünyasında, toplumsal yapının bu iki zıt köpeği nasıl beslediği üzerinde durmak ve çözüm önerilerini tartışmak edebi bir bakış açısıyla ele alınması gereken önemli bir meseledir.

      Medya ve Kara Propaganda

      Medya, modern dünyanın en güçlü araçlarından biridir. Bilgiye ulaşma hızını arttırmakla kalmaz, aynı zamanda toplumsal algıları ve duyguları şekillendirme gücüne sahiptir. Ancak bu güç, her zaman olumlu yönde kullanılmamaktadır. Medya organları, çoğu zaman korku ve kötümserliği besleyerek kara propaganda yapar. Haber başlıkları, felaket senaryoları ve şiddet içerikli görüntülerle doludur. İzleyiciler, bu karanlık manzaranın etkisi altında kalır ve dünyaya dair kötümser bir bakış açısı geliştirir. Siyah köpeği besleyen bu medya diline karşı durmak, bireylerin ve toplumun zihinsel sağlığını korumanın temel şartıdır.

      Toplumsal kutuplaşmayı, ayrımcılığı ve ötekileştirmeyi körükleyen bu kara propaganda, bireylerin bir araya gelme ve ortak değerler etrafında buluşma şansını da elinden alır. Karanlığın beslenmesi, insanları yalnızlaştırır, korkutur ve manipüle eder. Bunun sonucunda, insanlar kendi güvenliklerini sağlama almak adına daha içe kapanık ve çekingen bir yaşam tarzı benimserler. Ancak medyanın sunduğu her haberi sorgulamak, alternatif kaynaklardan bilgi almak ve yalnızca olumlu gelişmelere odaklanmak, bu kara propagandanın etkisinden kurtulmanın yollarından biridir.

      Kutuplaşmanın Tehlikeleri ve İnsani Değerler

      Kara propagandanın beslediği bir diğer tehlike ise toplumsal kutuplaşmadır. Günümüz toplumları, farklı ideolojik, siyasi ve dini kutuplar arasında giderek daha da bölünmektedir. İnsanlar, düşüncelerine ve inançlarına karşıt olan bireyleri ötekileştirmekte, onlarla diyalog kurmaktan kaçınmaktadır. Siyah köpeği besleyen bu kutuplaşma, toplumun ortak insani değerlerini zayıflatır. Oysa her insanın paylaştığı temel değerler vardır: Sevgi, saygı, adalet, hoşgörü ve dayanışma gibi.

      Bu insani değerler, toplumların ortak paydasıdır ve bireyleri bir arada tutar. Eğer bizler bu değerleri beslersek, kutuplaşmanın getirdiği karanlıktan kurtulabiliriz. Ancak bu, sadece bireysel düzeyde bir çaba ile sınırlı kalmamalıdır. Toplumun her kesimi, bu değerleri korumak ve yaymak adına sorumluluk almalıdır. Siyaset, medya, eğitim kurumları ve sivil toplum kuruluşları, kutuplaştırıcı dil ve eylemlerden kaçınmalı, insani değerlerin yaygınlaşmasına katkıda bulunmalıdır.

      Korku ile Yönetilen Toplumlar ve Özgürlüğün Kısıtlanması

      Korku, tarih boyunca en etkili yönetim araçlarından biri olmuştur. Korku ile yönetilen toplumlar, daha kolay kontrol edilir ve yönetilir. Bu durum, özgürlüğün ve demokrasinin önündeki en büyük engellerden biridir. Siyah köpeği besleyen liderler, halkı korkutarak, onları pasifleştirir ve kendi iktidarlarını sürdürebilir hale getirir. Korku, bireylerin düşünme, sorgulama ve harekete geçme yetilerini zayıflatır. Ancak korkunun karşısına cesaret, bilgelik ve özgür düşünce ile çıkmak mümkündür.

      Özgürlük, sadece bireylerin fiziksel hareket alanını değil, aynı zamanda düşünce ve ifade özgürlüğünü de kapsar. İnsanlar, korku olmadan, özgürce düşünmeli ve kendi kararlarını alabilmelidir. Siyah köpeğin beslendiği bir toplumda, bu özgürlükler kısıtlanır ve bireyler birer köle haline gelir. Oysa beyaz köpeği besleyen bir toplumda, bireyler cesurca konuşur, sorgular ve kendi hayatlarını şekillendirebilir. Bu yüzden, korku temelli yönetim anlayışlarına karşı durmalı ve özgürlüğün savunucusu olmalıyız.

      Eğitim ve Yenilikçilik: Ömür Boyu Öğrenme, Ömür Boyu Hizmetten Üstündür

      Eğitim, bireylerin ve toplumların gelişimi için en önemli araçlardan biridir. Ancak eğitim, sadece okullarda alınan bilgiyle sınırlı değildir. İnsan hayatının her döneminde öğrenmeye açık olmalıdır. Ömür boyu eğitim, bireylerin kendini sürekli yenilemesi ve geliştirmesi için bir fırsattır. Ancak bu yenilikçilik, sadece bireysel düzeyde kalmamalı, aynı zamanda toplumsal yapılara da yansımalıdır.

      Siyah köpeğin beslendiği toplumsal yapılarda, insanlar koltuklarına sıkı sıkıya tutunur ve yeniliklere kapalı kalır. Oysa beyaz köpeği besleyen bir toplum, sürekli yenilenmeye ve genç nesillere fırsat tanımaya açıktır. Dernekler, sendikalar ve diğer toplumsal kurumlar, ömür boyu hizmet eden bireyler yerine, üretken ve yenilikçi bireyleri desteklemelidir. Bu sayede, toplumsal yapılar da dinamik ve canlı kalacaktır.

      Siyaset ve Hizmet: Taraftarlık Değil, İnsana Hizmet Eden Liderler

      Siyaset, toplumun düzenlenmesi ve bireylerin refahı için önemli bir araçtır. Ancak siyasetin, bir takım taraftarlığına dönüşmesi, demokrasinin ve toplumsal huzurun önündeki en büyük engellerden biridir. Siyah köpeği besleyen bir siyaset anlayışı, bireyleri kutuplaştırır ve kendi çıkarlarını koruma amacı güder. Oysa beyaz köpeği besleyen bir siyaset anlayışı, insana hizmeti esas alır. Bu hizmet anlayışı, herhangi bir partiye ya da ideolojiye bağımlı olmadan, toplumsal faydayı gözeten bir yaklaşımı benimser.

      Siyasette takım taraftarlığı, bireylerin sorgulama yetisini zayıflatır ve onları pasif bir şekilde bir lidere ya da partiye bağımlı hale getirir. Ancak insana hizmet eden bir siyaset anlayışı, bireylerin refahını ve özgürlüğünü ön planda tutar. Bu yüzden, siyasi liderlere körü körüne bağlı kalmak yerine, her dönemde yeni ve dinamik liderlere şans tanımalıyız. Bu yaklaşım, toplumun sürekli olarak kendini yenilemesini ve ilerlemesini sağlayacaktır.

      Çözüm: İyiliği Beslemek

      Sonuç olarak, toplumsal yapımızın ve bireysel hayatlarımızın karanlık mı yoksa aydınlık mı olacağı, tamamen bizim hangi köpeği beslediğimize bağlıdır. Medya, siyaset, eğitim ve sosyal yapılar, bu iki köpek arasındaki savaşı sürekli olarak yeniden üretir. Ancak biz, bireysel ve toplumsal tercihlerimizle, bu savaşı sonlandırabiliriz. Kötülüğü ve karanlığı beslemek yerine, iyiliği, sevgiyi ve merhameti beslemeliyiz. Kutuplaşmadan uzak, insani değerlere sahip çıkan bir toplum inşa etmek için herkes kendi evinin önünden temizliğe başlamalıdır.

      Toplumun her kesiminde

       

       

       

       

      Yorum Yazın

      Yorumlar

      • Selda

        Harika farkındalık yaratan bir yazı emeğinize sağlık umarım beyaz köpeği besleyen bir toplum oluruz.

      Yazarın Diğer Yazıları

      • Güneşsiz Yazlar ve Sessizlikten Doğan Kelimeler

        20 Haziran 2025
      • Gelenekten Kopuşun Roman Hâli

        13 Haziran 2025
      • Sayfa Değil, Ekran Çevriliyor

        09 Haziran 2025
      • Kalabalıklar İçinde Yalnızlık, Dijital Sessizlik

        31 Mayıs 2025
      • Yaz Gelirken, Bir Dilim Işık Yeter

        29 Mayıs 2025
      • Sessiz Güç, Edebiyat

        27 Mayıs 2025
      • Yazara Değer, Kitaba Hakkını Ver!

        23 Mayıs 2025
      • "Bir Zamanlar Mutluluk Vardı"

        14 Mayıs 2025
      • İstanbul’un Havası, Ruhumuzun Aynasıdır

        10 Mayıs 2025
      • Gönül Ehli Okura Selâm Olsun

        07 Mayıs 2025
      • Rüzgârlı Bir Günün Düşleri

        27 Nisan 2025
      • Baharın Şiiri, Şairin Baharı: Attilâ İlhan’da Mevsim ve Ruh Hâli

        17 Nisan 2025
      • Bir Simit, Bir Çay, Bir Şehir

        10 Nisan 2025
      • Karın Beyaz Direnişi ve Ruhun Bahara Özlemi

        06 Nisan 2025
      • YARINA AÇILAN ÇİÇEK

        26 Mart 2025
      • Sis Dağılır, Yol Belli Olur…

        20 Mart 2025
      • Sanal Dünyanın Gerçek Yalnızlığı

        17 Mart 2025
      • Şefkatin Gölgesinde

        10 Mart 2025
      • Bilginin Gürültüsü ve Sessiz Hakikat

        25 Şubat 2025
      • Kışın Getirdiği Zorluklar ve Dirençli İnsan Ruhu

        21 Şubat 2025
      • Sürdürülebilir Bir Gelecek İnşası

        15 Şubat 2025
      • Küreselleşmenin Fırtınasında Yeni Bir Dünya

        08 Şubat 2025
      • Her Kadın Bir Efsane, Her Efsane Bir Dönüşüm

        03 Şubat 2025
      • Hayal ve Gerceklik

        26 Ocak 2025
      • Yük Taşıyanlar

        17 Ocak 2025
      • Mitolojinin Büyülü Kapısı: Zamanın Ötesindeki Hikâyeler

        11 Ocak 2025
      • Kalem Kardeşliği ve Çalışan Gazeteciler Günü

        09 Ocak 2025
      • Kendisiyle Uyum İçinde Yaşayan, Evren ile Uyum İçinde Yaşar

        04 Ocak 2025
      • Hayatın Kıyısında

        01 Ocak 2025
      • Umudun ve Mücadelenin Sesleri: İşçi ve Emeklinin Hikayesi

        24 Aralık 2024
      • Umut ve Hayalin Dansı

        22 Aralık 2024
      • Mesudiye Gazetesi’ne ve Sefai Uzunyurt’a Minnetle

        05 Aralık 2024
      • Diyaloğun Gücü:-2 İnsan Odaklı İletişimin Derinliği

        30 Kasım 2024
      • Diyalog-1: İnsanlığın Kaybettiği Sanat

        27 Kasım 2024
      • Sınırların Gücü-3 Sınırlar Köprüdür, Duvar Değil

        23 Kasım 2024
      • Sınırların gücü-2 İnsan ve Sınırları Üzerine

        20 Kasım 2024
      • Sınırların Gücü-1: Kendimizi Korumanın Sanatı

        16 Kasım 2024
      • Geçiciliğin İçinde Sonsuzluğu Bulmak

        12 Kasım 2024
      • İçindeki Şefkatli Sese Kulak Ver

        09 Kasım 2024
      • Benlikten Özgürlüğe, Ruhu Aramak

        06 Kasım 2024
      • İnançla Dolu Kalpler Karanlığı Aydınlatır

        02 Kasım 2024
      • Gerçek Zenginlik: Sahip Olduğunun Farkına Varmak

        30 Ekim 2024
      • Telkinle Güçlenen İnanç, İnançla Gelen Sağlık

        26 Ekim 2024
      • Teşekkürün Sihri: Ruhun Kapıları

        23 Ekim 2024
      • Olgunluk: İçsel Yolculuğun Durağı

        19 Ekim 2024
      • Dua ile Yükselen Ruh: Yaratıcıya Uzanan Bir Yolculuk

        16 Ekim 2024
      • Hayallerin ve İnancın Sihirli Dili

        12 Ekim 2024
      • Ego ve Kalbin Dansı

        08 Ekim 2024
      • Zihnin Kileri: Sadelikte Saklı Güç

        04 Ekim 2024
      • Yaratıcıyı Anlamak ve İnsanlığın Ortak Bilinci

        01 Ekim 2024
      • Türk Devlet Geleneğinde Dayanışmanın Sembolü: Ahilik Teşkilatı

        23 Eylül 2024
      • Enflasyon Düşse de Refah Artmaz: Asıl Sorun Gelirlerde

        18 Eylül 2024
      • Karanlığın İki Yüzü: Beslediğimiz Köpekler ve İnsani Değerler Üzerine

        12 Eylül 2024
      • Toplumun Aynasında Yansıyanlar, Kaybolan Değerler ve Birlik Çağrısı

        03 Eylül 2024
      • Doğanın Sararan Yaprakları Altında Ruhun Yeniden Doğuşu

        20 Ağustos 2024
      • Türkiye İçin Birlikte Çalışma Zorunluluğu

        30 Temmuz 2024
      • Ölümü Bekleyen Hayatlar

        27 Temmuz 2024
      • Çaresizlik: Bir Yalnızlık Hikayesi

        18 Temmuz 2024
      • Yeni Bir Güne Uyanmak

        10 Temmuz 2024
      • Vatandaşların Refahı ve Asgari Ücret

        01 Temmuz 2024
      • Dünü Anlamak, Bugünü Değiştirmek: Sosyal Demokrat Yaklaşım

        25 Haziran 2024
      • Kemal Kılıçdaroğlu'nun Tekrar Genel Başkan Adaylığı: Yanıltıcı Bir Hamle

        22 Haziran 2024
      • Kitap Arası

        19 Haziran 2024
      • Sıcak Yaz Ayları, Kurban Bayramı ve Ekonomik Kriz: Hükümetin Temmuz Maaş Zamları Üzerindeki Baskı

        14 Haziran 2024
      • Yaşamın Zorluklarına Karşı Sanatın Gücü

        09 Haziran 2024
      • Türkiye'de Emeklilerin Yaşam Standartları ve Hükümetin Tutumu: Derinleşen Bir Sosyal Kriz

        08 Haziran 2024
      • Yerel Basın Zor Durumda: Tasarruf Genelgesi'nin Etkileri

        01 Haziran 2024
      • Galatasaray'ın 2023-2024 Sezonundaki Başarısı: Şampiyonluk ve Süper Kupa Zaferi

        28 Mayıs 2024
      • 19 Mayıs'ta Futbolun Güzel Yüzü: Galatasaray - Fenerbahçe Derbisi

        19 Mayıs 2024
      • Evrenin Sırları ve İçsel Aydınlanma

        10 Mayıs 2024
      • Bilim ve Din: Eğitim Sistemimizdeki İkilem

        03 Mayıs 2024
      • “HAYAL KIRIKLIĞININ KARANLIK DAĞI BOYUNCA BIR UMUT TÜNELI AÇIN.”

        28 Nisan 2024
      • Akışa Teslim Olmak

        25 Nisan 2024
      • Edebiyatın Parıltılı Dünyası

        22 Nisan 2024
      • Bilgiye Yolculuk ve Düşünsel Zenginleşme

        20 Nisan 2024
      • Küresel Sosyalizm ve Dijital Vatandaşlık: Geleceğin Toplum Yapısı

        28 Mart 2024
      • Türkiye'de Yerel Yönetimlerin Geleceği: Merkeziyetçilik mi, Özerklik mi?

        15 Mart 2024
      • Edebiyatın Işığında Ramazan: Maneviyatın Derinlikleri

        09 Mart 2024
      • BİR TAZE BAHAR KOKUSU

        16 Şubat 2024
      • Hatay, Balıkesir, İzmir: CHP Tabanında Rahatsızlık Büyüyor

        29 Ocak 2024
      • Çekim Yasası ve Hayatın Sırrı: Düşünce Gücüyle Değişim

        14 Ocak 2024
      • Çalışan Gazetecilerin Gölgelenen Günü: Basın Kartları ve Sorumluluk Yükü

        10 Ocak 2024
      • ENGELLİLERİMİZLE BİRLİKTE DAHA GÜÇLÜ

        04 Aralık 2023
      • SARI AYÇİÇEĞİ ASLINDA KAPKARADIR!

        13 Kasım 2023
      • Filistin'de Adalet Arayışı: Orantısız Güç ve Uluslararası İhmal

        01 Kasım 2023
      • İsrail ve Filistin Sorunu: Uzun Süren Çatışmanın Gölgesinde Yeni Bir Dönem

        08 Ekim 2023
      • Yaz Sıcaklarından Kaçış: Kitaplarla Serin Bir Yolculuk

        24 Temmuz 2023
      • Emeklilik Sistemi ve Emekliler: Sınıf Ayrılığının Yarattığı Adaletsizlik

        20 Temmuz 2023
      • Bir Ülkenin İtibarı: Adaletle Yükselir, Toplumla Güçlenir

        18 Temmuz 2023
      • Bir Ülkenin Siyasi İkonik Bakış Açısının Olumsuz Etkileri

        14 Haziran 2023
      • Yazmak için İçsel Motivasyon: Kelimelerle Oynamanın Önemi ve Kendini Yazmaya Mecbur Hissetme

        24 Mayıs 2023
      • Bakış Açısının Değişiminin Bireye, Temsil Edilen Düşünceye ve Topluma Faydaları.

        17 Mayıs 2023
      • Bizim gezegenimiz bir kirletme alanı değil, yaşam alanıdır.

        06 Mayıs 2023
      • "Haset ve Şükran" ve Değerlilik Üzerine

        24 Mart 2023
      • Yeni Dünya Düzeninde Sistem ve Sistemin İşlemesi

        14 Mart 2023
      • Karadeniz’de doğal gaz keşfi ne anlama geliyor?

        16 Ocak 2023
      • OLUMLU DÜŞÜNME 2

        18 Aralık 2022
      • OLUMLU DÜŞÜNME

        18 Aralık 2022
      • EDEBİYATIN YAŞAMLA İLİŞKİSİ

        25 Kasım 2022
      • Neden Yazıyorum

        11 Kasım 2022
      • HAYATIN ANLAMI

        11 Kasım 2022
      • BAŞARININ GİZEMİ

        06 Eylül 2022
      • NEDEN YAZIYORUM !

        15 Ağustos 2022
    • EDEBİYAT MAGAZİN GAZETESİ
      Haberler
      • Yerinde Dönüşüm mü, Yerinde Durgunluk mu?
        Yerinde Dönüşüm mü, Yerinde Durgunluk mu?
      • Gözlük Camındaki Evren
        Gözlük Camındaki Evren
      • Aklına Hiç Gelmiyor mu?
        Aklına Hiç Gelmiyor mu?
      • Halka Hizmette Bir Ömür: Cengiz Aydemir’in Sessiz ve Derin Yolculuğu
        Halka Hizmette Bir Ömür: Cengiz Aydemir’in Sessiz ve Derin Yolculuğu
      • Mustafa Çifci’den Yeni Kitap: Duygusal Ayrılık
        Mustafa Çifci’den Yeni Kitap: Duygusal Ayrılık
      • Mustafa Çifci, Türkiye Edebiyatçılar Ansiklopedisi’nde Yer Aldı
        Mustafa Çifci, Türkiye Edebiyatçılar Ansiklopedisi’nde Yer Aldı
      • Malgaç Baskını’nın 106. Yılında Kuva-i Milliye Ruhu Anıldı
        Malgaç Baskını’nın 106. Yılında Kuva-i Milliye Ruhu Anıldı
      • Sultanhisar’da Ferdi Zeyrek İçin Anlamlı Lokma Hayrı
        Sultanhisar’da Ferdi Zeyrek İçin Anlamlı Lokma Hayrı
      • Faik Şenol’un Arşivinden İstanbul’un Hafızası Taksim’de Görücüye Çıktı
        Faik Şenol’un Arşivinden İstanbul’un Hafızası Taksim’de Görücüye Çıktı
      • Nazilli’de Sokak Hayvanları İçin Hayati Çağrı: Bir Kap Su Bırakalım
        Nazilli’de Sokak Hayvanları İçin Hayati Çağrı: Bir Kap Su Bırakalım
      SüperLig Puan Durumu
      TakımOAP
        O A P
      1.GALATASARAY A.Ş. 36 91 95
      2.FENERBAHÇE A.Ş. 36 90 84
      3.REEDER SAMSUNSPOR 36 55 64
      4.BEŞİKTAŞ A.Ş. 36 59 62
      5.RAMS BAŞAKŞEHİR FUTBOL KULÜBÜ 36 60 54
      6.EYÜPSPOR 36 52 53
      7.TRABZONSPOR A.Ş. 36 58 51
      8.GÖZTEPE A.Ş. 36 59 50
      9.ÇAYKUR RİZESPOR A.Ş. 36 52 49
      10.KASIMPAŞA A.Ş. 36 62 47
      11.TÜMOSAN KONYASPOR 36 45 46
      12.CORENDON ALANYASPOR 36 43 45
      13.BELLONA KAYSERİSPOR 36 45 45
      14.GAZİANTEP FUTBOL KULÜBÜ A.Ş. 36 45 45
      15.ONVO ANTALYASPOR 36 37 44
      16.SİPAY BODRUM FK 36 26 37
      17.NET GLOBAL SİVASSPOR 36 44 35
      18.ATAKAŞ HATAYSPOR 36 47 26
      19.ADANA DEMİRSPOR A.Ş. 36 34 2
      İstanbul nöbetçi eczaneleri
      Bizi takip edin
      • facebook
      • Twitter
      • İnstagram
      • Youtube
  • EDEBİYAT MAGAZİN GAZETESİ
    • Künye
    • Önemli Telefonlar
    • Kvkk Aydınlatma Metni
    • Çerez Politikası
    • İletişim
    • Topluluk Kuralları
    • Yazarlar
SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
  • facebook
  • Twitter
  • instagram
  • Linkedin
  • Youtube
© 2017 e-magazin.tv Tüm Hakları Saklıdır.
  • Haber Gönder
  • Firma Ekle
  • İlan Ekle
Haber Yazılım